| Düşünmeliyim. Sonra düşünürsün Bobby. Yarım saate kadar restorana gitmeliyim. | Open Subtitles | فكر لاحقاً، عليّ العودة إلى المطعم ثانيةً خلال نصف ساعة |
| Önümüzdeki birkaç hafta içinde restorana yemeğe gelmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريدان الحضور لتناول العشاء في المطعم في الأسابيع المقبلة؟ |
| Birkaç dakika bu yeni geliş hakkında konuşmak istiyorum, ...şu Meksikalı Santiago Munez, ...restorana girerken çok yakışlı görünüyor. | Open Subtitles | اريد ان اتكلم لثانية عن الواصل الجديد المكسيكي , سانتياغو ميونس الذي رايناه يدخل هذا المطعم وهو وسيم جدا |
| restorana kendim gelmeliydim ama burada misafirlerim vardı. | Open Subtitles | كان يجب ان آتي للمطعم للاعتذار ، ولكن كان عندى بعض الناس هنا |
| Çoğu baba bu durumda oğlunu restorana götürür onunla konuşma yapardı. | Open Subtitles | ..معظم الأباء سيصطحبون أبناؤهم لمطعم ما , ثم يوجهون النصائح له |
| Sonra restorana gideriz, ama restoran her pazar olduğu gibi tabi ki kapalıdır. | Open Subtitles | وبعد ذلك عندما نصل الى المطعم , المطعم مغلق 46 00: 02: 54,550 |
| Sonra sen çıktın ortaya çekici şey ve restorana bile gitmek istemedin | Open Subtitles | ظهرت أنت. الرجل الوسيم ، الذى لم يكن يريد الذهاب الى المطعم. |
| Yine de, önemli bir toplantı için restorana gitmek zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى المطعم الآن من أجل أجتماع مهم |
| O restorana sen onu bulup yardım edebilesin diye girdi o çocuk. | Open Subtitles | لقد حطّم المطعم على أمل أنك ستعثر عليه وتمد له يد العون |
| Seninle birlikte anlaşmayı kutlamak için, şarabı yanımda restorana getirdim. | Open Subtitles | كنت أأخذ النبيذ إلى المطعم لكي أحتفل بأتمام الصفقة معك. |
| Aria, babanın gözü sürekli üzerimizde. Geçen gece gideceğimiz restorana da geldi. | Open Subtitles | من الواضح أن أباكِ مترصد لعلاقتنا لقد جاء إلى المطعم تلك الليلة |
| Ve ondan sonra, bir daha o restorana gitmeyeceğimi biliyordum. | Open Subtitles | و بعدها، علمتُ أنّي لن أعود إلى ذلك المطعم أبداً. |
| Doğru restorana mı gidiyoruz yoksa önce sizin eve mi gideceğiz? | Open Subtitles | إذا، هل سنذهب مباشرة إلى المطعم أو سنتوقف عند منزلك أولا؟ |
| Neden o gece özellikle o restorana gittiğinizi sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل ليّ أن أسأل لماذا تعشيت في ذلك المطعم بالتحديد؟ |
| Gidilecek restorana karar verme örneğini ele alalım. | TED | خذوا مثال محاولة اختيار المطعم الذي سنرتاده. |
| Bu konuşma burada bitecek. Bir restorana gitmek istiyorum. | Open Subtitles | ـ لن نخوض هذا النقاش ـ أنني أود الذهاب للمطعم |
| Çünkü senden restorana gidip gece nöbetini almanı isteyeceğim. | Open Subtitles | لأني أريدك أن تذهبي للمطعم وتأخذي المناوبة المسائيةلهذا اليوم |
| Peki, neden bir restorana onu yapmayız, size kova vahşi, almak ve ne hissettiğini Jason sorma nerede. | Open Subtitles | حسنا ؛ لما لا تأخذينه لمطعم وتجعليه يصارحك وتسأليه عن شعوره ؟ |
| Her gece en iyi restorana gitmenize gerek yok. | TED | ليس عليكم الذهاب لأفضل المطاعم كل ليلة. |
| Bazen bir restorana gidersiniz, hesabı küçük bir kitabın içine koyarlar. | Open Subtitles | أحياناً تدخل مطعماً ويضعون الفاتورة داخل كتاب صغير |
| restorana ve yakınındaki metro istasyonuna yürüme mesafesinde olanlardan başlayın. | Open Subtitles | أبدأى بالسيارات التى سرقت من المنطقة المحيطة بالمطعم أو أى محطات مترو على مقربة من هنا |
| Bu sabahı birbirimiz olarak atlatacağız, öğlen restorana gidip eski halimize döndürüleceğiz. | Open Subtitles | نحن كذلك هذا الصباح ونحن سنذهب إلى المطعمِ عند الغداءِ وسنعود ظهراً |
| Kültürel etkinlik yok. restorana gitmek yok. | Open Subtitles | لا توجد هناك نشاطات ثقافية أو مطاعم تستحق الزيارة |
| Ama ilk tercih ettiğimiz restorana gidememek... Bu doğum günü lanetinin alameti değildir. | Open Subtitles | لكن عدم قدرتنا على الذهاب لأوّل مطعمٍ نختاره، ليس إشارةً على لعنة الميلاد. |
| Lauren Hodge: Eğer bir restorana gitseydiniz ve daha sağlıklı bir şeyler yemek isteseydiniz, tavuğunuzu ızgarada mı yoksa yağda kızartılmış olarak mı tercih ederdiniz? | TED | إن كنت في مطعم و أردت أن تختار طعام صحي أكثر فماذا ستختار, الدجاج المقلي او المشوي ؟ |
| Bir daha ortadan kaybolmaya çalışırken en sevdiğin restorana biraz olsun ara ver. | Open Subtitles | المرة التالية التي تريدان الهرب بها فكر بالابتعاد عن مطعمك المفضل |
| Bir restorana senin adını verdi. | Open Subtitles | حسناً،لقد قام بإطلاق اسمك على مطعمه |
| Onu en sevdiği restorana götüreceğim. | Open Subtitles | سآخذها إلى مطعمها المفضَّل |
| Roma'ya gelip bizimle birlikte yaşayacağı kanepede uyuyacağı ve kaldığımız bir sene boyunca dışarıda restorana gitmek zorunda kalmayalım diye yemeğimizi pişireceği konusunda espri yapıp duruyor. | Open Subtitles | وهي لا تنفك عن المزاح بشأن انها ستأتي لتعيش معنا في روما وستنام على الأريكة وتطبخ لنا كل الوجبات حتى لا نضطر للذهاب للمطاعم طوال السنة ونحن هناك |
| Bu akşam beni bir restorana götürmek istiyor baba-kız zamanı için. | Open Subtitles | إنّه يُريد أخذي لمطعمٍ ما الّليله، جوده صغيره لوقت الأب مع إبنته |