"rosie'nin" - Translation from Turkish to Arabic

    • روزى
        
    • روزي
        
    Arkadaşlar, iyi olup olmadığımı, nerede olduğumu, Rosie'nin nerede olduğunu sormuşlar. Open Subtitles أصدقاء يسألون اذا كنت بخير و أين أنا و أين روزى
    Hep Rosie'nin telefonunu ortadan kaldırmayı isterdim. Open Subtitles لأفكر فى جميع الأوقات التى أردت فيها أخذ هاتف روزى بعيدا لقد أتت سلبيه
    Rosie'nin babasının söylediklerinden sonra her şeyi denemeye çalışacağım. Open Subtitles بعد ما قاله والد روزى أنا على استعداد لفعل أى شئ
    Ailesi Rosie'nin İngilizce öğrenmesine yardımcı olduğundan Brianna'ya minnet duyuyor. TED تدين عائلة روزي لبريانا لمساعدتها في تعلّم الإنجليزية.
    Rosie'nin yabancı çocukların yaptığını söylediği farklı basıncı yaptı, sonra da dedi ki, "Halletmem gereken bazı şeyler var." Open Subtitles وهو فعل ذلك الضغط المختلف تقول روزي أن الأولاد الأجاني يفعلون ذلك, ثم قال, "يتوجب علي ترتيب بعض الأشياء."
    Finansal yardım fonları, Rosie'nin okul başvurusu için imzalamanı istiyorum. Open Subtitles هذه هي النماذج الطبية التي سألتكَ أن توقّعها لطلب روزي للالتحاق بالجامعة
    Rosie'nin mesajı çektiği tek kullanımlık telefon bu. Open Subtitles انه الهاتف المسروق مع رساله روزى المرسله
    Rosie'nin sorduğu ilk şey, senin iyi olup olmadığındı. Open Subtitles أول شئ روزى أرادت معرفته ما اذا كنتى بخير
    İstediğiniz gibi Rosie'nin bilgisayarını getirdik. Open Subtitles لقد أحضرنا حاسوب روزى مثلما طلبتم
    Dylan ile Rosie'nin hayatlarını değiştirdin. Open Subtitles لقد غيرت حياة " ديلان " و " روزى "
    Rosie'nin etrafında dönün. Open Subtitles هياالتفواحول"روزى "
    Rosie'nin üniversitelere baktığını söyledim mi? Open Subtitles هل أخبرتُكِ أن روزي تبحث عن جامعة لتدرس فيها؟
    Plaka, Rosie'nin bulunduğu kampanya arabasınınkiyle uyuyor. Open Subtitles لوحة أرقام مطابقة للسيارة الحملة التي تم العثور على جثة روزي بداخلها.
    Rosie'nin annelik iç güdüsü aşırı olabilir, hatta itici de ama anormal değil. Open Subtitles أعني . روزي مثل النمر وهذا يمكن ان يعتبر شيء خبيث لكن ليس شائع
    Kendisi sana dünyaca ünlü Rosie'nin Lokantası'ndan milkshake, hamburger, patates kızartması, ne istersen almaya hazır. Open Subtitles ولكنه جاهز كي يشتري لك مخفوق الحليب والهامبرغر والبطاطس المقلية أي شيء ترغبين فيه من مطعم روزي ذي الشهرة العالمية
    Anladım ki, bu, dünyadaki on yıllık kısacık hayatında, Şikago'nun güneybatı yakasında yaşayan Rosie'nin kabahati değildi, sadece siyahi birinin neye benzediğinden tam olarak emin değildi. TED اكتشفت أنه ليس ذنب روزي التي عاشت 10 سنوات على هذه الأرض، وتعيش في الجزء الجنوبي الغربي من شيكاغو أنها لم تكن تعلم تمامًا شكل الشخص صاحب البشرة السمراء.
    Yardımı olacaksa verebilirim. Rosie'nin kaybolması senin suçun değil. Open Subtitles يمكنني احضارهـ لك إن كان يساعدك إنّه ليس خطأك أن "روزي" اختفت
    Rosie'nin odasına bakmak istiyorlarmış. Open Subtitles قالوا أنّه عليهم أن "يبحثوا في غرفة "روزي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more