| Ekvador'daki bağlantım, Sin Rostro'nun nakliyat gemilerinin iki gün içinde geleceğini doğruladı. | Open Subtitles | أكد رجلي في (الإكوادور) أن حاوية شحنة (سين روسترو) ستصل بعد يومين |
| - Sağol, sivrizeka. Buraya gelmesi mantıklı; burası Sin Rostro operasyonunun yuvası. | Open Subtitles | شكراً أيها الحكيم، من المنطقي أنه هنا هذا محور عملية (سين روسترو) |
| Belki de Sin Rostro rakip çetelerin adamlarını burada öldürüyordur. | Open Subtitles | ربما كان (سين روسترو) يقتل هنا الناس من العصابات المنافسة |
| Evet, izleyici telefonunda Direk Sin Rostro'nun adamlarına gidecek sonunda. | Open Subtitles | نعم، متقفي الأثر في هاتفها وستعود إلى رجال (سين روسترو) |
| Eğer bu doğruysa, bu 4 yıldır Sin Rostro hakkında ele geçirdiğimiz ilk ipucu olur. | Open Subtitles | اذا كان محقا, فهذا اول مؤشر صحيح لقد كنا (سين روسترو) في قبضتنا لمدة 4 سنوات |
| 4 yıldır Sin Rostro'dan haber alamıyoruz çünkü o öldü. | Open Subtitles | (لم نسمع شيء عن (سين روسترو في 4 سنوات لانه كان ميتا |
| Hayır. Hayır. Roman Zazo Sin Rostro'nun iş ortağıydı. | Open Subtitles | رومان زازو) كان مساعد) (زميله (سين روسترو |
| Sin Rostro'yu "büyük kötü kurt" gibi düşünün. | Open Subtitles | (الفكرة عن (سين روسترو أنه كان ثعلبا ماكرا أننا قريبون جدا الى هذا الرجل في اربع سنوات |
| Eğer Zaz'ı Sin Rostro öldürdüyse ve bizim ona yaklaştığmızı bilmiyorsa işte o zaman "büyük kötü kurta" karşı büyük kozumuz var demektir. | Open Subtitles | (اذا (سين روسترو) قام بأخراج (زاز و هو لا يعرف بأننا قريبين منه لذا, لدينا فرصة حقيقية |
| Zazo ölmeden önce Sin Rostro tarafından aranmayı bekliyordu. | Open Subtitles | كان (زازو) بانتظار أن يتصل به (سين روسترو) قبيل موته |
| Bellboyun ne söylediğini kimse bilmemeli. Kimse "Sin Rostro" diye nefes vermez. | Open Subtitles | يجب ألا يعرف أحد ما قاله ذلك الخادم لا أحد ينطق بكلمتي (سين روسترو) |
| Sevkiyatı durdurup, Sin Rostro'yu yakaladığımızda kutlayacağım. | Open Subtitles | سأحتفل عندما نعترض المخدرات ونلقي القبض على (سين روسترو) |
| Ve Michael da Sin Rostro olarak bilinen uyuşturucu tacirinin peşindeydi. | Open Subtitles | وكان (مايكل) يبحث عن (سين روسترو) تاجر المخدرات رديء السمعة |
| Umalım da uyuşturucular gelsin ve bizi Sin Rostro'ya götürsün. | Open Subtitles | دعنا نأمل أن تصل المخدرات وتقودنا إلى (سين روسترو) |
| Sekviyatı takip eder, Sin Rostro'nun saklandığı yeri buluruz. | Open Subtitles | نتبع هذه الشحنة نعلم أين كان (سين روسترو) مختبئاً |
| İmkansız. Sin Rostro zaten Miami'de, ve elimizde bunu destekleyecek istihbarat var. | Open Subtitles | مستحيل، (سين روسترو) في (ميامي) ولدينا معلومات تؤكد هذا |
| Bakın, Michael Rafael'in büyük uyuşturucu taciri Sin Rostro ile, bir ilgisi olduğuna ikna olmuş durumda. | Open Subtitles | كان (مايكل) مقتنعاً أن (رافاييل) كان متورطاً مع (سين روسترو) |
| Sin Rostro'nun otelin altındaki gizli tünelini keşfetmişlerdi. | Open Subtitles | كانا قد اكتشفا نفق (سين روسترو) السري تحت الفندق |
| Sin Rostro uyuşturucuyu burada tutuyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذا هو المكان الذي يحتفظ فيه (سين روسترو) بمخدراته |
| SIRP= SIN Rostro'NUN BAĞLANTILARINDAN BİRİ= O HASTALARDAN BİRİ! | Open Subtitles | "الصربي، واحد من معارف (سين روسترو) هو واحد من هؤلاء المرضى" |