| Hak ettikleri kadar ceza yemezler ama rozetlerini kaybederler ve sokaklara bulaşmazlar. | Open Subtitles | لن تكون كمية الوقت التي يستحقونها لكن سيكون كافياً لجعلهم يخسرون شاراتهم ويخرجون من الشوارع |
| Burada NTAC ajanı olduklarını söyleyen ve etrafa rozetlerini gösteren bir sürü insan var. | Open Subtitles | هناك نوع من الأشخاص يظهروا شاراتهم في كل مكان يقولون أنهم عملاء الأمن القومي |
| Ve böyle bir pisliğin peşinden gitmemek beni çok zorluyor ama polisler bağımlıların toplantılarına rozetlerini karıştırdığı anda alkolikler buraya gelmeyi bırakır. | Open Subtitles | وإن كلّ جوانحي تتعذّب لعدم مطاردة حقير مثله. لكن اليوم الذي يبدأ فيه رجال الشرطة جلب شاراتهم لجلسات علاج إدمان الخمر هو اليوم الذي سيتوقّف فيه مدمني الخمر عن حضورها. |
| Bu olaylarda memurların rozetlerini almış. | Open Subtitles | في هذه الحالة قام الجاني بأخذ شارات الضباط |
| -Yüzbaşı rozetlerini geri verin. | Open Subtitles | -دعوني ارى شارات القائد ، اعيدوهم الى |
| Katil rozetlerini almış. | Open Subtitles | القاتل أخذ شاراتهم |