Bu takımın kalbi ve ruhuydu. Olmak istediğimiz adamdı o. | Open Subtitles | كان قلب وروح هذا الفريق كان شخصاً أردنا أن نكون مثله |
Beni tiyatroya çeken şey disiplin ve birlik ruhuydu. | Open Subtitles | مُنذُ أن وَضعتَ قدم أولاً على a مرحلة مدرسة ثانويةِ. أنا سُحِبتُ إلى المسرحِ بسبب إنضباطِه وروح تعاونية. |
Partilerin hayatı ve ruhuydu. | Open Subtitles | إنه حياة وروح الحفلة. |
O, buraya getirilen acı çeken ve burada işkence gören bir adamanın ruhuydu. | Open Subtitles | هذه كانت روح الرجل الذى جُلب هنا عانى وفقط تم تعذيبه هنا |
Mücevheri çalmaya çalıştı ama o bir mücevher değildi o eski bir büyücünün ruhuydu, Sigan'ın. | Open Subtitles | حاول سرقة الجوهرة ولكنها لم تكن جوهرة (كانت روح لساحر قديم، (سيجان |