| Barton Russell'ın bir işler çevirdiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | إنّ الحقيقةَ بأنّني أَجِدُ الذي روسل يَنْسجُ شيءاً، |
| Barton Russell'ın yemeğinin arka planındaki manzara buydu. | Open Subtitles | هو كَانَ في هذا المنظرِ بأنَّ ه لَهُ مكانُ عشاء بارتن روسل. |
| Russell'ın babası oğlu olarak Russell'ın yerine seni mi oynattı? | Open Subtitles | والد راسل جعلك تقوم بدور ابنُة بدلاً من راسل ؟ |
| Russell'ın beşinci sınıfa giden birini şu anda bile dövebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد ان راسل يمكنة ضرب فتى فى الصف الخامس الان |
| Dr. Emma Russell'ın Oxford, High Street'deki dairesine giriyorum. | Open Subtitles | دخول شقة الدكتورة ايما راسيل بالطريق السريع لأكسفورد |
| Bu, Dr. Russell'ın formülünün anahtarı. | Open Subtitles | انها المفتاح لكل معادلات الدكتورة راسيل اجل |
| Muhasebecimiz park yerini Russell'ın değil karısının tuttuğunu bulmuş. | Open Subtitles | لدينا محاسب وجد وكيل أماكن لوقوف السيارات. روسيل لم استئجار الفضاء؛ فعلت. |
| Neden Madame Iris Russell'ın ölmesi gerekiyordu? | Open Subtitles | لأن كَانَ عِنْدَهُ السّيدة آيريس روسل للمَوت؟ |
| Bence bu Jack Russell'ın şehirde bulabileceği en güvenilir dedektifti. | Open Subtitles | بايبر أمسك مقود الشريك الوحيد الذي لا يعرفه ابدا والمحقق الخاص و جاك روسل توجها للمدينة |
| Hey, senin Russell'ın hikâyelerini dinlemene gerek yok ki, bahse girerim Audrey ile aşk hayatınız hâlâ güzeldir. | Open Subtitles | هي ، أنت لست بحاجه إلى قصص روسل راهنت حياة حبك مع أودري ما زالت جيده |
| Sen Russell'ın Audrey patates kızartmasını ellediği günü hatırlıyormusun? | Open Subtitles | تَتذكّرُ ذلك الوقتِ روسل مَمْسُوس إحدى بطاطا أودري المقليةِ؟ |
| Einstein'ın son eylemi olmak üzere onu Bertrand Russell'ın ünlü bildirisini imzalamak için ikna etti | TED | وأقنع أينشتاين، في آخر ما قام به بتوقيع مذكرة برتراند راسل الشهيرة |
| Dr. Carroll, Russell'ın iki hafta boyunca her türlü yorgunluk ve heyecandan uzak durması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال الدكتور كارول أن لا يجب على راسل ألا يفرط في الإجهاد .. .. لإسبوعين على الأقل تبعا لحالته |
| Russell'ın, annemin, Sylvester'ın, kimsenin bulamayacağı bir yere. | Open Subtitles | لا راسل ولا أمي أو سيلفستر أو أي شخص كان |
| Russell'ın onlara her şeyi anlatacağını anladım böylece... | Open Subtitles | فقط إعتقدتُ أنّ راسل أخبرُهم بكُلّ شيءَ، لذا |
| Size sorun çıkaracak bir şey değil. Ben Bayan Russell'ın nişanlısıyım. | Open Subtitles | بالكاد هي مشكلة لقد ولتني الآنسة راسيل بهذه المهمة |
| Ve kendisi bizlere Bayan Russell'ın göğüslerinin buradaki diğer bütün hanımefendilere nazaran daha iri olmadığını kanıtlayacak. | Open Subtitles | وسوف يبرهن الآن أن صدر الآنسة راسيل ليس بارزاً أكثر من أيّ من الصدور الأخرى |
| Kötü çocuklar Russell'ın peşindeler. | Open Subtitles | عليك أن تكون في التلفاز أولئك الأطفال الأشرار يطاردون راسيل |
| Az önce telefonda David O. Russell'ın asistanıyla konuştum. | Open Subtitles | لقد كنتُ علي الهاتف مع مساعد ديفيد أو روسيل |
| Russell'ın itirafını muhakemesini dosyası gerek. | Open Subtitles | نحن بحاجة الى ذلك الملف لكي نعيد التدقيق في اعتراف روسيل |