"söylediği zaman" - Translation from Turkish to Arabic

    • عندما قال
        
    • عندما قالت
        
    • عندما أخبرتني
        
    • عندما اخبرني
        
    • عندما أخبرني
        
    Bunu söylediği zaman, tüylerim diken diken oldu, çünkü arkasında Moab Dağları'na tepeden bakarak konuşmuştu. TED وانا اذكر عندما قال هذا الكلام شعرت بقشعريرة في جسدي .. لانه كان يتحدث في بقعة تطل على جبال موآب
    Doktor hamile kalamayacağını söylediği zaman... pes etmeyeceğini düşündüm. Open Subtitles إعتقدت أنك ستستسلمين عندما قال الطبيب أنك لا تستطيعين الحمل
    Aya gideceğini söylediği zaman Louis Armstrong'a da gülmüşlerdi. Open Subtitles لقد ضحكوا على ارمسترونغ عندما قال انه سيذهب للقمر
    Gerçek olmadığını söylediği zaman ağlamadı mı? Duygularını itiraf edecek mi? Open Subtitles ألم تبكـي عندما قالت , لم يكن حقيقيا ، أستعترف بمشاعرها ؟
    Yani, o söylediği zaman bize gerekenin bu olduğuna dair tam bir netlik hissettim. Open Subtitles حسناً، عندما قالت ذلك، أدركت أن هذا ما نحتاج إليه.
    Bana söylediği zaman yüzümün halini görseydin. Open Subtitles كان لابد أن ترى وجهي عندما أخبرتني بالأمر
    Bugün bana başka birini sevdiğini söylediği zaman bile. Open Subtitles حتى اليوم, عندما اخبرني انه واقع في غرام شخص اخر
    Biliyor musun? Bana ilk söylediği zaman çok üzülmüştüm. Çok korktum. Open Subtitles كما تعرفين ، عندما أخبرني ، كنت حزينة جداً و مذعورة
    Belki söylemek istediği de budur, belki söylediği zaman devam edebilir. Open Subtitles وربما هذا ما كان يعنيه عندما قال انهم كانوا هاربين
    Doktorlar sadece iki aylık ömrünün kaldığını söylediği zaman ben de anlaşmamı yaptım. Open Subtitles عندما قال الأطباء أنّ أمامها شهرين لتعيشهما قمتُ بإجراء مقايضة
    Fakat babam daha fazlasına evrileceğimizi söylediği zaman yanılmıyordu. Open Subtitles والدي لم يكُن مخطئاً عندما قال نحن تطورنا بشكل كبير
    Virginia valisi Patrick Henry 1775 yılında bu sözü söylediği zaman Amerika'nın gelecek nesillerinde bu denli yankı bulacağını tahmin bile edemezdi. TED عندما قال باتريك هنري , حاكم ولاية فرجنبا هذه الكلمات في عام 1775 لم يكن له أن يتخيل بمدى الصدى الذي سوف تحثه كلماته لدى الاجيال الامريكة القادمة
    Bana gideceğini söylediği zaman birden düşündüm ki ya o benim için doğru kişiyse? Open Subtitles عندما قال لي انه كان يغادر، كان لي فجأة مشاعر... ... ماذا لو كان واحد؟
    Franny bana lezbiyen olduğunu söylediği zaman ona "Harika, Cumhuriyetçi olma da ne olursan ol," dedim. Open Subtitles عندما قال فراني لي انها كانت مثليه... ... قلت: "عظيم، فقط طالما كما أنت لست الجمهوري".
    Rick sana karşı duyguları olduğunu söylediği zaman Sen ne dedin? Open Subtitles عندما قال لكِ (ريك) بأن لديه مشاعرٌ تجاهكِ مالذي قلتيه؟
    Tuvalete gitmesi gerektiğini söylediği zaman. Open Subtitles عندما قالت أنها بحاجة للذهاب إلى الحمام
    .. Vidya'nin, bana söylediği zaman.. Open Subtitles .. عندما قالت لي فيديا
    Her şey, bana senin kayıt cihazındaki sesin ona ait olduğunu söylediği zaman başladı? Open Subtitles بدأ الأمر عندما أخبرتني... أنها صاحبة الصوت الذي على شريطك...
    Pazarlıklar beni neredeyse öldürüyordu ama bana bir bebek beklediğini söylediği zaman çok heyecanlandım ve o anda çocuğum benim olup olmadığına dair kuşkularım yoktu. Open Subtitles وكدت أن أضطر لبيع ما لدي ّ من أملاك من أجلها ولكن عندما أخبرتني بأنها كانت حاملاً كانت السعادة تغمرني وفي تلك اللحظةلم يكن لي أدنى شكّ بأن الطفل كان من صلبي
    Bu Teo adında bir oğlu olduğunu söylediği zaman. Open Subtitles هذا عندما اخبرني بأن لديه ابن اسمه "تيو"
    Trey yeni bir yatak alacağınızı söylediği zaman yardım etmek için ısrar ettim. Open Subtitles عندما أخبرني (تراي) أنكما ستشتريان فراشاً جديداً أصريت على تقديم المساعدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more