Dönmem için annemin konusunda iş yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن أمي كذبت علي بشأن الحصول لي على وظيفة هنا. |
Onu arayacağını söylediğine inanamıyorum. Eğer altına etmemiş olsaydın, | Open Subtitles | لا أصدق أنك قلت لها أنك ستتصل بها إذا لم تكن قد قذرت بنطالك |
Ona evlenme teklif edeceğimi söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أصدق أنك أخبرتها بأنني كنت سأطلب يدها |
Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك كَذبتَ لي. |
Bunu söylediğine inanamıyorum. Biliyor musun? | Open Subtitles | أكاد لا أصدق أنكِ قلتِ هذا للتو حسناً، أتعلمين؟ |
Böyle söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّك تقول هذا |
Bana yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | نجاح باهر، لا أستطيع أن أصدق أنك كذبت علي. |
Seni ibne, babama söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أيها اللعين. لا أصدق أنك أخبرت والدي |
Bunu annenin önünde söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكن أن أصدق أنك تقول ذلك أمام والدتك. |
Dr. Goodwin'in bana şifreyi bilmediğini söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن الدكتور جودوين يقول لي أنه ليس معه الرقم السري |
Morgan'ın yüzüme karşı yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن "مورجان" يكذب فى وجهى مثل هذا |
Bunu söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك قلت هذا للتو مازلتِ جميلة كما أنتِ |
Trav'e Laurie'yi teselli etmesini söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | ،هل تعلم ،لا أستطيع أن أصدق أنك قلت لترافيس مواساة لوري |
Bunu söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ إعتِقاد بأنّك قُلتَ ذلك. |
Bu insanlara yardım edebilmek için herkese yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ كذبتِ على الجميع لتساعدي هؤلاء الناس |
Sirk hayvanlarına yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنك كذبت علينا كلنا نحن حيوانات السيرك |
"Babana söylediğine inanamıyorum." | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنك أخبرت والدك |
Bunu söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق أنك تقول ذلك |
Tasarıma ağaç çizmemi söylediğine inanamıyorum. Sadece... | Open Subtitles | لا أصدق أنها طلبت مني رسم أشجار في هذه اللوحة |
Böyle yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّه كذب في هذا الشأن |
Yüzüme karşı yalan söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا اصدق أنه كذب علي بهذه الطريقة |
Adamlara uyuşturucu satıcısı olduğunu söylediğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك أخبرته أنك تاجر مخدرات |
Lenny ve Carl'a sevgililerini getirebileceğini söylediğine inanamıyorum! | Open Subtitles | (لا أصدق أنّك لم تخبر (ليني و(كارل) لأنها سيحضران التّمر |