"söylediklerini duydum" - Translation from Turkish to Arabic

• سمعت ما قلته
• سمعتهم يقولون
• سمعت ماقاله
• سمعت ما قاله
• سمعتُ ما قلته
• لقد سمعتهم

Keith'e söylediklerini duydum. Senin hakkında yanılmışım.
"لقد سمعت ما قلته لـ "كيث لقد كنت مخطئه بحقك

- Mara hakkında söylediklerini duydum.
سمعت ما قلته حول مارا كنت أعني ذلك.

Yayıldığını söylediklerini duydum daha beter olduğunu.
لقد سمعتهم يقولون أنه ينتشر , والحالة تسوء

Senin adını söylediklerini duydum. Yardımına ihtiyacım var. Lütfen.
سمعتهم يقولون اسمك أحتاج لمساعدتك، من فضلك

Babamın sana, kendisi, annen ve yıldızlar hakkında söylediklerini duydum.
لقد سمعت ماقاله لكي والدي بشأنه وبشأن والدتك والنجوم

Raymond'ın sana söylediklerini duydum ve onun kafadan çatlak olduğunu düşünüyorum.
لقد سمعت ما قاله ريموند لك وارجو ان تعرفي ان ذلك جنون

Bryan'a söylediklerini duydum, ve seni görmek istedim
سمعتُ ما قلته لـ(برايان)، وبقدر ما كنتُ أرغب برؤية ذلك الفتى ينال ما يستحقه، فأنا آسف لأنّك فقدت وظيفتك.

Seni meydanda izledim. söylediklerini duydum.
شاهدتك في الساحة لقد سمعت ما قلته

O çocuklara, doktor Suresh hakkında söylediklerini duydum.
سمعت ما قلته للأولاد (بخصوص الدكتور (سوريش

Kampta söylediklerini duydum.
سمعت ما قلته في المعسكر

- Mara hakkında söylediklerini duydum.
سمعت ما قلته حول مارا

Geçen gece Mark hakkında... söylediklerini duydum.
سمعت ما قلته (ليلة أمس، عن (مارك

Dr Kan'ın panzehiri yaptığını söylediklerini duydum.
سمعتهم يقولون أن الطبيبة " كان " تنتج المصل

Kanında pıhtılaşma olduğunu söylediklerini duydum.
سمعتهم يقولون إنّها كانت خثرة دموية

Konteyner 17'yle ilgili bir şey söylediklerini duydum.
سمعتهم يقولون شيء عن .الحاوية رقم 17

Benim 2 numara olduğumu söylediklerini duydum!
لقد سمعتهم يقولون أنني رقم 2

Bak, Osela'nın sana söylediklerini duydum, ve ne olursa olsun, bu doğru değil.
انظروا، لقد سمعت ما قاله Osela لكم، وعلى ما يستحق، وهذا ليس صحيحا.

Lane'nin kocanız ilgili söylediklerini duydum. O yanılıyor.
، لقد سمعت ما قاله "لين" عن زوجك إنه مخطئ

Kardeşin hakkında söylediklerini duydum.
سمعتُ ما قلته حولَ أخاك.

Karanlıktan etraf görünmüyordu efendim. Fakat bir ismi bağırarak söylediklerini duydum durun...
لقد كان الظلام حالكاً برؤيتهم يا سيدي ... لقد سمعتهم يصرخون بإسم، مع ذلك