Ki sana söylemek üzere olduğum şey çok daha tuhaf olacak. | Open Subtitles | ما سيجعل ما أنا على وشك قوله غير لبق حتى |
Sana söylemek üzere olduğum şey kesinlikle aramızda kalmalı. | Open Subtitles | أعلم ذلك لأنني أنا من وضعهم ما أنا على وشك قوله يجب يبقى سراً بيني وبينك |
söylemek üzere olduğum şeyin ironi olduğunu kabul ediyorum, ama ya hepsi kafandaysa? | Open Subtitles | حسنا، أرجوك إعلمي أنني أقدر سخرية ما أنا على وشك قوله لكن ماذا لو كان ذلك مجرد أوهام في رأسك؟ |
Bulunduğumuz ortam söylemek üzere olduğum şey için uygun olmayabilir ama benimle baloya gelir misin? | Open Subtitles | قد لا يكون هذا مكاناً مناسباً لما سأقوله الآن ولكن هل تودين مرافقتي إلى الحفلة الراقصة؟ |
söylemek üzere olduğum şeyi iltifat olarak algılayacağını düşünecek kadar saf değilim ama... | Open Subtitles | إني لست ساذجا لأعتقد أنك ستكونين قادرة على فهم ما سأقوله الآن إنه إطراء، ولكن |
Sana söylemek üzere olduğum şeyi dünyada sadece üç kişi biliyor. | Open Subtitles | ثلاثة أشخاص فقط في العالم يعلمون ما أنا على وشك إخبارك به |
David Palmer'ın, ona söylemek üzere olduğu bir şeyden ötürü öldürüldüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقد أن دايفيد بالمر قُتل بسبب شئ كان على وشك إخبارها به إنها تهلوس . |
Peki, seni burada durduracağım çünkü Vegas olayımızı epey mahvedecek bir şey söylemek üzere gibisin. | Open Subtitles | حسناً، سأوقفك حالاً لأنه يبدو أنك أوشكت على أن تقول شيئاً سيخرب رحلة (فيغاس) كثيراً |
söylemek üzere olduğum şey şu, efendim, kapının açık olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | ما كنت على وشك قوله لا أظن الباب انفتح |
Doğru.Aslında benim tam söylemek üzere olduğum şeydi. | Open Subtitles | صحيح, ذلك بالضبط ما كنتُ على وشك قوله. |
Cat, vaftiz baban olarak söylemek üzere olduğum şey için üzgünüm, ama yüzbaşın olarak, ehliyetin geri alındı. | Open Subtitles | (كات,بما اني عرابك(أشبينك أريد أن أعتذر عن ما أنا على وشك قوله لكن بصفتي الكابتن تم أبطال رخصتك |
Yüce tanrım, söylemek üzere olduğum şey için beni bağışla bu görekemli ibadethanede. | Open Subtitles | إلهي، سامحني على ما سأقوله الآن... في هذا المكان المقدّس... |
söylemek üzere olduğum şey... | Open Subtitles | - . جربني - ... ما سأقوله الآن |
Sana söylemek üzere olduğum bu odadan çıkamaz. | Open Subtitles | ما أنا على وشك إخبارك به لا يُمكن أن يغادر هذه الغرفة |
David Palmer'ın, ona söylemek üzere olduğu bir şeyden ötürü öldürüldüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | تعتقد أن دايفيد بالمر قُتل بسبب شئ كان على وشك إخبارها به إنها تهلوس . |
Peki, seni burada durduracağım çünkü Vegas olayımızı epey mahvedecek bir şey söylemek üzere gibisin. | Open Subtitles | حسناً، سأوقفك حالاً لأنه يبدو أنك أوشكت على أن تقول شيئاً سيخرب رحلة (فيغاس) كثيراً |