"söylemek için sabırsızlanıyorum" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا أطيق صبراً لكي أبلغ
        
    • يمكنني الانتظار لإخبار
        
    • يمكن أن تنتظر أن أقول
        
    • لا أطيق الانتظار لأخبر
        
    • أَستطيعُ الإنتِظار لإخْبار
        
    • أستطيع الانتظار لسماع ما سيقوله
        
    • استطيع الانتظار لأخبر
        
    • الانتظار لاخبر
        
    Diğerlerine söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق صبراً لكي أبلغ الآخرين.
    Diğerlerine söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا أطيق صبراً لكي أبلغ الآخرين.
    Mitchell dayınıza, çok beğendiğinizi söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles حسنا لا يمكنني الانتظار لإخبار خالك ميتشل انك تحبه
    Lincoln'a haklı olduğunu söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا يمكن أن تنتظر أن أقول لينكولن كان على حق،
    Üvey babama söylemek için sabırsızlanıyorum. Yirmi yıldan beri bana gülüp duruyor. Open Subtitles لا أطيق الانتظار لأخبر حماي أنه يسخر مني طوال عشرون عام
    Laura-Louise'e söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ الإنتِظار لإخْبار لورا لويز
    - Bunu babama söylemek için sabırsızlanıyorum. - Ben onu da halletim. Open Subtitles ‫لا أستطيع الانتظار لسماع ما سيقوله أبي ‫ـ اعتقد بأنه سيكون الى جانبي
    Kocama söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار لأخبر زوجي 153 00: 07: 12,533
    Herkese sevgili olduğumuzu söylemek için sabırsızlanıyorum! Open Subtitles لا ستطيع الانتظار لاخبر الجميع اننا حبيبان لنفعلها الليلة
    Ona karısının geldiğini söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا يمكن أن تنتظر أن أقول له زوجته القادمة.
    "Arkadaşlarıma Machete ile tanıştığımı söylemek için sabırsızlanıyorum." Open Subtitles \" أنا لا يمكن أن تنتظر أن أقول بلدي الأصدقاء الذين التقيت المنجل \" .
    Planlamamız gereken bir düğün olduğunu... babana söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles {\pos(190,210)}لا أطيق الانتظار لأخبر والدك أنّ أمامنا زفافاً نخطّط له
    Komitenin diğer üyelerine söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ الإنتِظار لإخْبار بقيةَ اللجنةِ.
    - Bunu babama söylemek için sabırsızlanıyorum. - Ben onu da halletim. Open Subtitles ‫لا أستطيع الانتظار لسماع ما سيقوله أبي ‫ـ اعتقد بأنه سيكون الى جانبي
    - Josh'a söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles (لا استطيع الانتظار لأخبر (جوش
    Leela'ya söylemek için sabırsızlanıyorum. Open Subtitles لا استطيع الانتظار لاخبر ليلا .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more