Bir şey söylemek istemedim ama bir çift daha var. | Open Subtitles | لا أريد أن أقول أيّ شيء، لكن يوجد زوج آخر. |
Bir şey söylemek istemedim ama bu harika bir çataldır. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أقول أى شىء ولكن هذه شوكة جيدة للغاية |
Ve sana yalan söylemek istemedim. Ama bunu atmak zor. | Open Subtitles | وأنا لم أقصد الكذب عليك ولكن من الصعب التفريط فيها |
Bir şey söylemek istemedim, ama galiba takip ediliyoruz. | Open Subtitles | أنا لم أرد قول أيّ شئ، لكن أعتقد نحن نتلى. |
Donup kaldım, anlıyor musun? Yanlış bir şey söylemek istemedim? | Open Subtitles | تجمّدت , كما تعلمين لم أرد أن أقول شيئاً خاطئاً |
Tabii ki sana söyleyecektim. Sadece işler kesinleşene kadar bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | بالطبع كنت سأخبرك لم أرغب بقول شيء حتى تصبح أموراَ مؤكدة |
Lois: Bak, çocukların önünde bir şey söylemek istemedim... ama koca bir kıç gibi davranıyorsun! | Open Subtitles | انظر لا أريد أن أقول أي شيء أمام الأولاد |
Tamam, dinle, bunu diğer çocukların önünde söylemek istemedim ama senin için özel bir pozisyonum var. | Open Subtitles | حسنا أنا لم أريد أن أقول هذا أمام الأطفال الآخرين لكنّي وضعت ترتيباً خاصاً لك فقط |
Okul bitene kadar bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن أقول شيئاً، حتى يتم الإنتهاء من كل شيء |
Irkçı bir hakaret gibi geldiğini biliyorum çünkü ileride büyük ihtimalle pirinci çok sevecek ama o şekilde söylemek istemedim. | Open Subtitles | وأنا أعرف أن هذا يبدو كلامًا عنصريًا لأننا بيض وهي على ما يبدو تحب الرز لكنني لم أقصد تلك الطريقة |
Üzgünüm, özür dilerim. Öyle söylemek istemedim. Abraham Lincoln, güzel bir fikir. | Open Subtitles | أنا اَسف , لم أقصد الصراخ لكن موضوع إبراهام لينكولين , لا بأس به |
Emin olana kadar söylemek istemedim, ...aybaşım gecikince, gebelik testi yaptım. | Open Subtitles | لم أرد قول شيء قبل أن أعرف أنه لا أمل لكن تأخرت لذا أقمت اختبار للحمل |
Emin olana kadar söylemek istemedim, ...aybaşım gecikince, gebelik testi yaptım. | Open Subtitles | لم أرد قول شيء قبل أن أعرف أنه لا أمل لكن تأخرت لذا أقمت اختبار للحمل |
Çok ürkütücü. Çocukların önünde söylemek istemedim. | Open Subtitles | أمر مخيف جداً لم أرد أن أقول شيئاً أمام أولادك |
Bir şey söylemek istemedim ama durum kötüleşiyordu. | Open Subtitles | لم أرد أن أقول أي شيء ولكن الأمر كان يزداد سوءا |
Hatırlamadığını söylediğinde bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب بقول شئ عندما قلت إنك لاتتذكر |
Hayır, öyle değil. Sadece, sana nerede oturduğumu söylemek istemedim. | Open Subtitles | لا , ليس كذلك , انا فقط لم ارد ان اخبرك اين اسكن |
Telefonda söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم ارغب بإخبارك عبر الهاتف |
Rıhtımdayken, Katolik dostumuzun önünde bir şey söylemek istemedim. | Open Subtitles | لم أرغب في قول أي شيء في الميناء أمام صديقنا الكاثوليكي |
İş bitinceye kadar söylemek istemedim. | Open Subtitles | لا أريد إخباره إلا بعد أنهاء العملية |
Yanılıyorsam diye bir şey söylemek istemedim ama iyi haberlerim olabilir. | Open Subtitles | حسناً , أنا لا أريد قول أي شي إذا كنت مخطأه لكن ربما لدي أخبار جديدة |
Söylenecek bir şey olana kadar söylemek istemedim işte. | Open Subtitles | لم ارد ان اقول شئ حتى يكون هنالك مايستحق القول |
Daha önce bunu size söylemek istemedim, çünkü utanıyordum. | Open Subtitles | لم اريد اخباركم به من قبل لاني كنت منحرج |
Annemin önünde bir şey söylemek istemedim, ama Ian cep telefonumu aradı. | Open Subtitles | لم اكن اريد ان اقول شيء امام امي لكن ايان أتصل على بغرفتي |
Onun önünde her şeyi söylemek istemedim ama kızın polise gitmesine kızması şüphelinin planlarını değiştirdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | نعم لم ارغب بقول شيء امامها ولكن غضبه بشأن ذهابها للشرطة |
Sana söylemek istemedim çünkü olan biteni öğrenmeden onu korumak istedim. | Open Subtitles | لم أرد أن أخبرك لأنني أردت حمايته حتى أفهم ما يجري |