"söylemekten nefret ediyorum" - Translation from Turkish to Arabic

• أكره قول
• أكره أن أقول
• اكره قول
• أكره قولها
• اكره ان اقول
• أكره إخبارك
• أكره الإعتراف
• أَكْرهُ قَول
• في الحقيقة أكره
• أكره أن أخبرك
• أكره أن أقولها
• أكره قولي
• اكره أن أقول
• اكره اخبارك بذلك
• اكره ان اخبرك

Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma.
أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء

Bunu söylemekten nefret ediyorum, Jimmy ama kadınlardan, kadınlar hakkında tavsiye alma.
أكره قول هذا، جيمي لكن لا تأخذ نصيحة من النساء بشأن النساء.

Bunu söylemekten nefret ediyorum çocuklar, fakat kızı evime götürmenin vakti geldi.
أكره قول ذلك ، يارفاق ولكن حان الوقت لأدعو الفتاة إلى المنزل

söylemekten nefret ediyorum ama lisede hamile kalmak duyulmamış bir şey değil.
أكره أن أقول هذا لكن حمل الفتيات في الثانوية ليس بأمر مستغرب

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama baban seninle yakınlaşmaya pek sıcak bakmıyor gibi.
اكره قول هذا لكن يبدو ان والدك لا يريد الترابط معك

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama hepimiz onun ölmüş olacağını düşünüyorduk.
أكره قولها ، لكن كلنا ظننا أنه سيكون ميتًا الآن

Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama neden oturup burada beklemiyorsun?
و الآن أكره قول ذلك لكن لماذا لا تنتظرين هنا؟

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu iffetini koruyanların kilisesi.
أكره قول هذا, و لكن هذا نشاط للكنيسة عن العفة

...- bunu söylemekten nefret ediyorum, bunu söylemek büyük acı veriyor- evrimde baş döndürücü bir sıçramanın yapıldığı açık bazı durumlar vardır.
لكني في الحقيقة أكره قول ذلك فقول ذلك صعب علي هناك بعض الحالات من الواضح أنه حدثت فيها قفزات مذهلة في التطور

İnan bana, gerçekten bunu söylemekten nefret ediyorum ama çocukların...
صدقوني ، أنا أكره قول هذا الكلام لكن الفتى على حق

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama 50 kişinin hayatı... ..ödenmesi gereken çok küçük bir bedel.
أكره قول هذا، ولكن موت 50 شخصاً يعتبر ثمناً بخساً لقاء منع حدوث ذلك

Bunu söylemekten nefret ediyorum, ama o sana göre birisi değil.
أكره قول ذلك، لكن الحقيقة أنه ليس مناسباً كفاية لكِ

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama çok belli. Biri sana gerçeği söylemeli.
أكره قول ذالك لكن لابد من شخص صادق لقولها

Beyler, bunu söylemekten nefret ediyorum, Ama bu kötü bir testtir.
أيها السادة، أكره قول هذا، إنه اختبار سيء.

söylemekten nefret ediyorum ama Rupert'la daha çok sigortası için birlikteyim.
أكره أن أقول ذلك , لكنني غالبا مع روبرت بسبب تأمينه

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama görünüşe göre babalara geldin.
أكره أن أقول هذا يا صاح، ولكن يبدو بأنّ حلولك.

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama sanırım yalan söyleme konusunda haklıydın.
حسناً , اكره قول ذلك ولكنني اعتقد انّكِ كنتِ صادقة بشأن الكذب

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama her geçen gün tuhaflıkta sınıf atlıyor.
أكره قولها. لكن أظنه إنتقل من مختلف إلى غريب بطريقة لاتخفى على أحد

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bir süre daha Jim'i yiyor olacaktır.
اكره ان اقول هذا , لك ربما هو سيتسلى على جيم لفترة

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama seninle hiçbir yere gelmiyorum.
.. لكنني أكره إخبارك بأنني لن أذهب معكَ لأيّ مكان

Dedektif Lee, bunu söylemekten nefret ediyorum, fakat Amerika Birleşik Devletleri size borçlu.
,المخبر لي، أكره الإعتراف بذلك .لكن جهاز الأمن الأمريكي مدين إليك

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bu yemekteki et bir garip.
أَكْرهُ قَول هذا لكن أعتقد اللحم في هذه الصلصةِ فسدت.

söylemekten nefret ediyorum ama artık cinayet dedektifi değilsin.
أنا أكره أن أخبرك هذا ، ولكن انت لست محقق جرائم قتل.

Kaptan, bunu söylemekten nefret ediyorum... fakat yanlış adamı yakalamışsın.
أكره أن أقولها أيها القائد لكنك تتحدث مع الرجل الخطأ

Bunu size söylemekten nefret ediyorum, ama hep niye kapıyı menteşelerinden sökmezsiniz diye merak ederim.
أكره قولي لك هذا، لكني أتسائل دوماً لمَ لاتنزعون الباب من مفصّلاته

Bunu söylemekten nefret ediyorum ama sırayı karıştırmasaydık bunların hiçbiri olmayacaktı.
اكره أن أقول هذا لك ولكن هذا لن يحدث لو..

söylemekten nefret ediyorum ama- Silvanito nerede?
اكره اخبارك بذلك لكن اين سيلفانيتو

Bun söylemekten nefret ediyorum ama sen öldün. İçemezsin.
انا اكره ان اخبرك انك ميت ,ولا تستطيع ان تدخن