"söylemeliyiz" - Translation from Turkish to Arabic

• نخبر
• إخبار
• نقول
• نخبرهم
• نخبره
• نخبرها
• إخباره
• اخبار
• إخبارها
• إخبارهم
• ونقول
• أن نُخبر
• إخبارهما
• نبلغ
• ونخبر

O zaman hemen Young'a Oh Soonun kasaya dokunduğunu söylemeliyiz.
إذن يجب أن نخبر يونغي أن أخاها قد يأخذ مكانتها

Herkese söylemeliyiz. Onlara ne kadar iyi olduğunu hatırlatmalıyız.
يجب أن نذكر الجميع يجب ان نخبر الجميع عن مدى جودة ذلك

Bakın Hyde konusunda ne yapacağız, sanırım birilerine söylemeliyiz.
إنظروا, ما الذي سنفعله بخصوص هايد؟ أعتقد أن علينا إخبار أحد

- Ona söylemeliyiz. - Evet, ama şimdi olmaz, değil mi?
ـ علينا ان نقول له ـ نعم، ولكن ليس الآن، حسنا؟

Hayır. Başka yalanlar bulmalı ve onlara sürekli yalan söylemeliyiz.
ليست كذلك ، علينا أن نفكر في أكاذيب و نخبرهم بها طوال الوقت

Bunu yapan adamı bulmalıyız ve ona bunu kastetmediğimizi söylemeliyiz.
علينا ان نجد الشخص الذي فعل هذا و نخبره اننا لم نكن نقصد ذلك

En azından ona nereye gideceğimizi söylemeliyiz.
ربما علي الاقل يجب ان نخبرها اين نحن ذاهبون

Bence şimdi, hepimiz bir aradayken burada söylemeliyiz.
أظن أنه يجب علينا إخباره الآن بما أننا جميعنا هنا

Çocuklarımıza insanların görünüşleri yüzünden daha iyi olacaklarını söylemeliyiz.
لا أن نخبر أولادنا أنهم ليسوا جيدون بسبب طريقة نظرة الآخرين لهم

-Albay'a söylemeliyiz. -Goa'uld olmadığından emin olana kadar olmaz.
يجب أن نخبر الكولونيل ليس حتى نتأكد أنه ليس جواؤلد

Polise bizim suçumuz olmadığını söylemeliyiz.
يجب علينا أن نخبر الشرطة إنها لم تكن غلطتنا

Masumların iyiliği adına bence her zaman hislerimizi açıkça söylemeliyiz.
وبحق الأبرياء بكل مكان، أعتقد بأنه علينا دائماً إخبار بعضنا بحقيقة مشاعرنا

- Birilerine söylemeliyiz. - O zaman ne olacağını biliyor musun?
ـ لابد من إخبار أي شخص ـ هل تعرفي ماذا سيحدث لنا إن فعلنا ذلك؟

Gerçekten bir nükleer saldırı olacaksa ailelerimize söylemeliyiz, değil mi?
إذا كان هنالك حقاً هجوم نووي ألا يجدر بنا إخبار عائلاتنا؟

Sessiz olmak çok daha güvenliyken gerçeği söylemeliyiz diyorum.
وأن نقول الحقيقة عندما يكون الصمت أكثر أماناً.

Bence Michael'a neler olduğunu söylemeliyiz.
أعتقد نحن يَجِبُ أَنْ نقول لمايكل ماذا يجري

Biliyor musun, bu vesileyle söylemek isterim ki bu kötü tasarlanmış bir bomba, ve geri dönünce bir şeyler söylemeliyiz.
أنا أود أن أستغل هذه الفرصة للقول هذا التصميم سيء ويجب أن نقول شيء عندما نعود

Onun katil olmadığını biliyoruz. Bizimle birlikte olduğunu söylemeliyiz.
انت تعرفين أنه لم يقتلها يجب أن نخبرهم أنه كان معنا

Ona söylemeliyiz.
علينا ان نخبره بمكانها لا ادري سيدي العمل

Bence ona elimize tenis raketi almadığımızı söylemeliyiz.
أعتقد يجب أن نخبرها بأننا لم نلعب التنس من قبل

Başkanı görüp bütün bunları yüzüne söylemeliyiz.
يجدر بنا الإلتقاء بالرئيس الآن و إخباره بذلك مباشرة

FBI'a onları ayrı olarak aramalarını söylemeliyiz.
يجب علينا اخبار الشرطه الفدراليه بالبحث عنهم كلاً على حدى

Bunu Jane'e söylemeliyiz.
ينبغي علينا إخبارها بأننا نفعل هذا

Onlara yeni bir görevleri olduğunu söylemeliyiz.
علينا إخبارهم بأنه قد صار لديهم تكليف جديد.

Onları arayıp gelmemesini söylemeliyiz.
علينا أن نكلمهم هاتفيا ونقول لهم ألا يأتوا

Bay Greenleaf'e verdiği paranın nelere yettiğini söylemeliyiz.
ينبغي أن نُخبر السيد جرينليف إلى اي مدى تمددت دولاراته

Onlara da söylemeliyiz.
لربما يجدر بنا إخبارهما فحسب

Polise söylemeliyiz, telefon etmeliyim.
علينا أن نبلغ الشرطة يجب الاتصال بهم

Bak, bunu yapmalıyız, ve bizim çocuklara bunu yaptığımızı söylemeliyiz, tamam mı?
إنظر, علينا بأن نلتزم بهذا ونخبر طلابنا بأن هذا ماسنفعلهُ , إتفقنا؟