Bunu daha önce hiç söylememiştim ama bir şeyler daha öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | ، لم أقل هذا الكلام من قبل ولكنني أريد أن أتعلم أكثر |
Sen dosya işlerini bırakıp yazarlık yapmaya başladığında ben sana böyle söylememiştim. | Open Subtitles | لم أقل لكِ ذلك أبدًا عندما توقفتي عن فرز الملفات وتأليف الإعلانات. |
Nerenden öpeceğimi söylememiştim. İğrençsin! O zaman 20 dolara patlar sana. | Open Subtitles | لم أخبرك مايجب عليك ان تقبّليه ثم إنها ستكلفك 20 دولار |
Bitmek üzere olduğunu sana söylememiştim iyi bir işe kapağı atacağımı sanıyordum. | Open Subtitles | لم أخبرك أن المال كان على وشك النفاذ لأنى كنت آمل فى الحصول على وظيفة مناسبة |
Kolay olacağını söylememiştim. Bu bir para meselesiyse... Konu para değil. | Open Subtitles | انا لم اقل لك ان هذا سيكون سهلا هذة مسالة مال |
Zamanında ben de meclis üyesiydim ve hiç yalan söylememiştim. | Open Subtitles | أنا كنت نائب مقاطعة مرة وأنا أبد لم أخبر الأكاذيب |
Bunu dün söylememiştim ama dün orada bir şapka vardı ve kayboldu. | Open Subtitles | لم اذكر هذا أمس لكن كانت هناك قبعة هناك , ثم --- |
Bunu daha önce kimseye söylememiştim. | Open Subtitles | انظري , لم يسبق أن قلت هذا لأيأحدمن قبل. |
Bunu sana daha önce hiç söylememiştim, ama şimdi söylüyorum. | Open Subtitles | لم أقل لك هذا أبدًا من قبل لكنّي أقوله الآن |
Sana o zaman her şeyi söylememiştim bende yükseklik korkusu olabilir. | Open Subtitles | حسنا أنا لم أقل لك كل شىء في وقتها ! حقا |
- söylememiştim Charles. - Ama ismim, Andrew Babcock. | Open Subtitles | في الحقيقة لم أقل اسمي يا تشارلز، ولكن اسمي اندرو بابكوك |
Sana verdiğimde bunu alt katta giyebileceğini söylememiştim ama. | Open Subtitles | عندما أعطيته لكِ لم أقل لكِ أبداً أنكِ يمكنكِ أرتدائه بالاسفل اليس كذلك ؟ |
Marina, daha önce söylememiştim ama seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | مارينا أنني لم أخبرك أَنني فخورة بكِ جداً |
Yapmanı söylememiştim, izin almadan bunu yapamazsın. | Open Subtitles | أنظر أيها اللعين أنا لم أخبرك أن تفعل ذلك لأنه عمل لم أصرح لك به |
Kolay olacağını söylememiştim. Bu bir para meselesiyse... Konu para değil. | Open Subtitles | انا لم اقل لك ان هذا سيكون سهلا هذة مسالة مال |
Bunu daha önce söylememiştim ama uçmaktan nefret ederim. | Open Subtitles | لم أخبر أحدا بهذا من قبل لكننى أكره الطيران |
- Doğru içinde ne olduğunu hiç söylememiştim, | Open Subtitles | لأني لم اذكر ابدا ما كان بداخله |
Teşekkür ederim. Daha önce bu kelimeleri herkesin önünde söylememiştim. | Open Subtitles | لم يسبق لي أن قلت هذه الكلمات على الملأ من قبل. |
Crickett, bunu sana hiç söylememiştim ama içten içe hep Jane Austen romanından fırlamış bir İngiliz beyefendisiyle tanışacağıma inandım. | Open Subtitles | كريكيت , انا لم اخبرك ابدا بذلك لكن في اعماقي لطالما آمنت اني سأقابل يوما ما نبيل إنجليزي مفعم بالحيوية |
Onlara doğal bir duruşun daha etkili olacağını söylememiştim bile. | Open Subtitles | "إنّي حتّى لم أقُل لهما أن الوقفة الطبيعيّة ستكون الأكثر فاعليّة" |
Soba borunun etrafında sac olması gerektiğini söylememiştim. | Open Subtitles | ولم أخبرك أن عليك وضع صفيحة حديدية في مدخنتك |
Senin için bekleteceğimi söylemiştim. Ne kadar uzun bekleteceğimi söylememiştim. | Open Subtitles | لا، لقد قلت بأني سأحجزها لك ولم أقل إلى متى، رغم ذلك |
Bunu hiç sesli söylememiştim ama istediğim de bu galiba. | Open Subtitles | ولم يسبق لي ان قلت هذا بصوت عالِ من قبل ولكن أعتقد أن هذا هو ما أريده أيضاً |
Birleşik Devletler'de olduğunu söylememiştim. | Open Subtitles | لم أقل أبداً أنه كان فى الولايات المتحدة |
Sana buraya gelebileceğini söylememiştim. | Open Subtitles | . لم أقل أن بإستطاعتكِ القدوم إلى هُنا |
Ama sana ihtiyacım olduğunu söylememiştim. | Open Subtitles | ولكني لم أقل أنني أحتاجكِ |