"söylemişsin" - Translation from Turkish to Arabic

    • أخبرت
        
    • أخبرتِ
        
    • أخبرتي
        
    • اخبرت
        
    • قلتَ
        
    • قُلتِ
        
    • أخبرتيه
        
    • أخبرتَ
        
    • قلت بأنك
        
    • قلت في
        
    • اخبرتى
        
    • أنك أخبرته
        
    • قُلتي أنكِ
        
    • قالت بأنك قلت
        
    • أنت أخبرتها
        
    İnsanlara zencefilli kek evimde çocukları taciz ettiğimi söylemişsin. Open Subtitles لقد أخبرت الناس أني أغوي الأطفال بكعكة الزنجبيل
    Şerif Johnson'a kolunu başıboş bir kedinin yaraladığını söylemişsin. Open Subtitles هل أخبرت المأمور جونسون أن قطه ضاله هى التى خدشت ذراعك ؟
    Gail ve erkek arkadaşının, kavga ettiğini düşünüp 155'i aradığını söylemişsin. Open Subtitles لقد أخبرت 911 انك ظننت غايل, وصديقها الحميم كانوا يتشاجرون في الشقة المقابلة
    815 numaralı uçağın enkazının bulunduğunu söylemişsin. Open Subtitles أخبرتِ أصدقائي أنه تم اكتشاف حطام طائرة 815
    Polise, onun bir arkadaşı olduğunu söylemişsin umuyordum ki, onun kim olduğunu, Gösterebilesin. Open Subtitles أخبرتي الشرطة بأنه كان معه صديق وكنت أتسائل إن كان يمكنك التعرف عليه
    Yutaka'ya söylemişsin! Open Subtitles الم اخبرك ان لا تخبر احد لقد اخبرت يوتاكا لتو
    Mesajında acil olduğunu söylemişsin. Open Subtitles لقد قلتَ في رسالتكَ أنهُ أمرٌ مهم
    Chloe'ye sırrımı söylemişsin. Benimle röportaj yapmak istiyor. - Ne? Open Subtitles لقد أخبرت تلك الفتاة كلوي بسري وهي تريد الآن مقابلة صحفية معي
    Polislere bütün gün evde televizyon izlediğini söylemişsin. Open Subtitles أخبرت المحققين أنك كنت بالبيت طوال اليوم تشاهد التلفاز
    Dedektife bodruma inmediğini söylemişsin. Open Subtitles إذاً أخبرت المحقق أنك لم تنزلي إلى القبو
    Polise 4 saattir burada olduğunu söylemişsin. Open Subtitles هل أخبرت الشرطيّ أنك كنت هنا لـ4 ساعات ؟
    J.D.'ye üniversiteden beri değişmemiş olmamın tuhaf olduğunu söylemişsin. Open Subtitles أنت أخبرت جي دي أنه من الغريب أنني لم أتغير منذ أيام الكلية
    İnsanlara hazır gübre kullandığımı söylemişsin. Open Subtitles لقد أخبرت الناس أنني استخدم مخزن لبيع السماد
    Polislere intihar mektubu görmediğini söylemişsin. Open Subtitles سمعت أنكِ أخبرتِ الشرطة أنكِ لم تري رسالة إنتحار
    Anne babasının ve oğlunun adını, adresini yazıp birine bir şey anlatırsa onlara zarar vereceğini söylemişsin. Open Subtitles و كتبت أسماء والديها و إبنها و عناوينهم. و قلت لها إن أخبرتِ أحد، سوف تقوم بإيذائهم.
    Roberts'a içtiğimi söylemişsin. O da bana ofis işlerini verdi. Open Subtitles لقد أخبرتي روبرتس أني أسكر لقد أوقفتني عن العمل لليوم
    Sana söyleme demiştim. Yutaka'ya söylemişsin! Open Subtitles لقد اخبرتك بالا تخبر احدا و انت لتو اخبرت يوتاكا
    Her daim kalbinde olacağımı söylemişsin ama... Open Subtitles قلتَ أنّي سأكون دائماً في قلبك...
    Değiştiğimi, kendim olmaktan çıktığımı söylemişsin. Open Subtitles قُلتِ أنني أتغير، ولا أصير علي سجيتي
    Onu terk ettiğimi söylemişsin. Neyin peşindesin lan? Open Subtitles أخبرتيه باني مت ماذا كانت خطتك اللعينة
    İki yıl önce, bu kızın ablasına, kardeşinin bir adamla gittiğini söylemişsin. Open Subtitles قبل سنتين، أخبرتَ هذا الفتاة أنّ أختها ذهبت مع رجل ما
    Bıraktığın mesajda babamla ilgili bir hikaye yazdığını söylemişsin. David McNeil. Open Subtitles فى بريدى الصوتى قلت بأنك كنت تكتب قصة حول والدى,ديفيد مكنيل؟
    İfadende gece yarısı gittiklerini söylemişsin. Open Subtitles قلت في شهادتك إنهم تركوك في منتصف الليل.
    Karıma beyaz eldivenli bir adam gördüğünü söylemişsin. Open Subtitles اخبرتى زوجتى أنكِ رأيتى رجلاً بقفازات بيضاء
    Bu adamın karısını ve çocuğunu öldürdüğümü söylemişsin. Open Subtitles ـ لم أخبره بأى شيء لا ، قال أنك أخبرته أنني من قتل زوجة وابنة ذلك الرجل
    Bir şey bulduğunu söylemişsin, Abbs. Open Subtitles لقد قُلتي أنكِ لديكِ شيء يا آبز
    - Formülü satmasını söylemişsin. Open Subtitles لقد قالت بأنك قلت لها ان تبيع الصيغة
    - Ona kavga ettiğimizi söylemişsin. Open Subtitles أنت أخبرتها عن شجارنا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more