"söyleseydin" - Translation from Turkish to Arabic

    • أخبرتني
        
    • أخبرتيني
        
    • اخبرتني
        
    • لم تقل
        
    • لو قلت
        
    • عليك قول
        
    • أخبرتِني
        
    • كان يجب أن تخبريها
        
    • قمتِ بإخباري
        
    • قلت لي هذا
        
    • قد قال لي
        
    • للتو أَخذتُ
        
    • لو كنت أخبرتنى بأنك
        
    • لو أخبرتنا
        
    • أخبرتينى
        
    Çünkü eğer doğru söyleseydin sana bir günlük klinik işi verecektim. Open Subtitles لإنك إذا أخبرتني بالحقيقة.. كنت سأعطيك يوم واحد للعيادة هذا كذب
    Onun da geleceğini söyleseydin belki de her şey daha kolay olabilirdi. Open Subtitles ربما لو كنت أخبرتني بأنها هي من سيحضر لكان الأمر أسهل علي
    Biliyor musun, Darin, eğer bana 25 sene önce bir gün burada durup dünyanın enerji sorununu çözeceğimi söyleseydin sana delisin derdim. Open Subtitles أتدري يا دارين، لو أنك أخبرتني قبل 25 سنة أنني سأقف هنا يوماً ما على شفا حلّ مشكلة طاقة العالم،
    Keske bana erken geleceginizi söyleseydin. Open Subtitles أتمنى لو أنكِ أخبرتيني أنكِ ستأتين في وقت أبكر
    Bana da söyleseydin, beraber ikna etmeye çalışsaydık olmaz mıydı? Open Subtitles ولكن لو كنت قد اخبرتني لربما استطعنا أن نقنعهم سوية
    Ama adam gitti. Beş saniye önce söyleseydin ya. Open Subtitles لكنهم رحلوا, لماذا لم تقل هذا من خمس ثوان مضت
    Dev bir ayak izi bulduğunu söyleseydin, alçı kalıbını çıkarmak için bir uzman gönderebilirdim. Open Subtitles إذا أخبرتني أنك وجد أثر العملاق سأرسل خبراء
    Keşke kuzenlerinin olmayacağını daha önceden söyleseydin. Open Subtitles تمنيت فقط لو أخبرتني بأنهم لن يكونوا هنا
    İlk sefer olduğunu söyleseydin kurdele keserdim. Open Subtitles لو أخبرتني أنها المرة الأولى لقصصت شريطاً.
    İsa aşkına, başka planların vardıysa... keşke bana önceden bir şeyler söyleseydin. Open Subtitles يا إلهي , أتعلم لو كان لديك خططاً أخرى كنت أخبرتني
    Eğer bana neden yakıldığımı söyleseydin, Sana bunları verebilirdim. Open Subtitles سأتخلّى عنها إن أخبرتني لماذا وُضعت على اللائحة
    Bunu yapmasaydın ve bana rahatlıkla söyleseydin sanırım beni bir kadın olarak görmüyorsun diye daha da ümidim kesilirdi. Open Subtitles لو لم تفعل ذلك ، و أخبرتني بأريحيه أظن أنني سأكون اكثر يأساً
    Keşke burada kimsenin olmadığını söyleseydin. Open Subtitles تمنيت فقط لو أخبرتني بأنهم لن يكونوا هنا
    Yeni patronun bugün geleceğini keşke bana da söyleseydin. Open Subtitles تمنيت لو أنك أخبرتني بقدوم المدير الجديد اليوم.
    Eğer ki, ördeğin "obua" olduğunu söyleseydin büyük ihtimalle elmasların yerini söylemiş olurdum ve cinayeti asla çözemezdik. Open Subtitles لو أخبرتيني فقط بأنّ البطة كانت مزماراً لأخبرتكِ بمكان الماسات وربما لم نتمكّن من حل هذه القضية أبداً؟
    Sence bunu hayati organımı kaybetmeden önce söyleseydin yine de komik olmaz mıydı? Open Subtitles أ لا تظن انه سيكون ممتعا لو اخبرتني انك تمزح قبل ان افقد احد اعضائي الحيوية
    Eğer bir şeyler söyleseydin ben de hatırlardım. Open Subtitles لم تقل شيئاً ولو قلت لكنت سأتذكر
    - Bunu bana bir yıl önce söyleseydin Virginia ya da Tenessee'de tuzak derdim. Open Subtitles حسنا، لو قلت لي هذا قبل عام في فرجينيا أو تينيسي لقلت لك انها كمين
    Bak baba, madem ödeyemeyecektin baştan söyleseydin de arkadaşlarıma senin zavallı birisi olduğunu söylemenin vereceği utançtan kurtarsaydın beni. Open Subtitles إذا كنت يا أبي غير قادر من الأساس على دفع الأموال فكان يجب عليك قول هذا وتوفر علي إحراج إخبار زملائي بأنك فاشل
    Çöpün dolu olduğunu söyleseydin ben atardım. Open Subtitles تعرفين، كنتُ سآخذ القمامة للخارج لو كنتِ أخبرتِني أنها مُمتلئة
    O zaman karısına öyle söyleseydin, çünkü hâlâ Alzheimer olabilir. Open Subtitles كان يجب أن تخبريها بذلك قد يكون عنده أيضاً
    Keşke bana söyleseydin. Open Subtitles تمنيتُ لو قمتِ بإخباري من قبل.
    Barry, keşke bana bir yıl önce söyleseydin diyorum ben. Open Subtitles باري، أود قبل عام كنت قد قال لي الحقيقة.
    İdrar örneğin için. Tüh be, keşke bunu önceden söyleseydin. Open Subtitles يا خسارة، يا ريتك حكيتلي من قبل أنا للتو أَخذتُ استراحة سريعة في حديقتك
    İşini bırakacağını söyleseydin evlenmezdik. Open Subtitles لو كنت أخبرتنى بأنك ستترك عملك لما كنا تزوجنا
    Hatırladıkların hakkında bize gerçeği söyleseydin sana yardım edebilirdik. Open Subtitles لو أخبرتنا بالحقيقه حول ما تذكرتيه -لكنا إستطعنا مساعدتك
    Eğer Jimmy'nin Micheal'ın babası olduğunu söyleseydin yapmazdım! Open Subtitles لم أكن لأفعل ذلك لو كنتِ أخبرتينى أن جيمى هو والد مايكل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more