Çünkü eğer doğru söyleseydin sana bir günlük klinik işi verecektim. | Open Subtitles | لإنك إذا أخبرتني بالحقيقة.. كنت سأعطيك يوم واحد للعيادة هذا كذب |
Onun da geleceğini söyleseydin belki de her şey daha kolay olabilirdi. | Open Subtitles | ربما لو كنت أخبرتني بأنها هي من سيحضر لكان الأمر أسهل علي |
Biliyor musun, Darin, eğer bana 25 sene önce bir gün burada durup dünyanın enerji sorununu çözeceğimi söyleseydin sana delisin derdim. | Open Subtitles | أتدري يا دارين، لو أنك أخبرتني قبل 25 سنة أنني سأقف هنا يوماً ما على شفا حلّ مشكلة طاقة العالم، |
Keske bana erken geleceginizi söyleseydin. | Open Subtitles | أتمنى لو أنكِ أخبرتيني أنكِ ستأتين في وقت أبكر |
Bana da söyleseydin, beraber ikna etmeye çalışsaydık olmaz mıydı? | Open Subtitles | ولكن لو كنت قد اخبرتني لربما استطعنا أن نقنعهم سوية |
Ama adam gitti. Beş saniye önce söyleseydin ya. | Open Subtitles | لكنهم رحلوا, لماذا لم تقل هذا من خمس ثوان مضت |
Dev bir ayak izi bulduğunu söyleseydin, alçı kalıbını çıkarmak için bir uzman gönderebilirdim. | Open Subtitles | إذا أخبرتني أنك وجد أثر العملاق سأرسل خبراء |
Keşke kuzenlerinin olmayacağını daha önceden söyleseydin. | Open Subtitles | تمنيت فقط لو أخبرتني بأنهم لن يكونوا هنا |
İlk sefer olduğunu söyleseydin kurdele keserdim. | Open Subtitles | لو أخبرتني أنها المرة الأولى لقصصت شريطاً. |
İsa aşkına, başka planların vardıysa... keşke bana önceden bir şeyler söyleseydin. | Open Subtitles | يا إلهي , أتعلم لو كان لديك خططاً أخرى كنت أخبرتني |
Eğer bana neden yakıldığımı söyleseydin, Sana bunları verebilirdim. | Open Subtitles | سأتخلّى عنها إن أخبرتني لماذا وُضعت على اللائحة |
Bunu yapmasaydın ve bana rahatlıkla söyleseydin sanırım beni bir kadın olarak görmüyorsun diye daha da ümidim kesilirdi. | Open Subtitles | لو لم تفعل ذلك ، و أخبرتني بأريحيه أظن أنني سأكون اكثر يأساً |
Keşke burada kimsenin olmadığını söyleseydin. | Open Subtitles | تمنيت فقط لو أخبرتني بأنهم لن يكونوا هنا |
Yeni patronun bugün geleceğini keşke bana da söyleseydin. | Open Subtitles | تمنيت لو أنك أخبرتني بقدوم المدير الجديد اليوم. |
Eğer ki, ördeğin "obua" olduğunu söyleseydin büyük ihtimalle elmasların yerini söylemiş olurdum ve cinayeti asla çözemezdik. | Open Subtitles | لو أخبرتيني فقط بأنّ البطة كانت مزماراً لأخبرتكِ بمكان الماسات وربما لم نتمكّن من حل هذه القضية أبداً؟ |
Sence bunu hayati organımı kaybetmeden önce söyleseydin yine de komik olmaz mıydı? | Open Subtitles | أ لا تظن انه سيكون ممتعا لو اخبرتني انك تمزح قبل ان افقد احد اعضائي الحيوية |
Eğer bir şeyler söyleseydin ben de hatırlardım. | Open Subtitles | لم تقل شيئاً ولو قلت لكنت سأتذكر |
- Bunu bana bir yıl önce söyleseydin Virginia ya da Tenessee'de tuzak derdim. | Open Subtitles | حسنا، لو قلت لي هذا قبل عام في فرجينيا أو تينيسي لقلت لك انها كمين |
Bak baba, madem ödeyemeyecektin baştan söyleseydin de arkadaşlarıma senin zavallı birisi olduğunu söylemenin vereceği utançtan kurtarsaydın beni. | Open Subtitles | إذا كنت يا أبي غير قادر من الأساس على دفع الأموال فكان يجب عليك قول هذا وتوفر علي إحراج إخبار زملائي بأنك فاشل |
Çöpün dolu olduğunu söyleseydin ben atardım. | Open Subtitles | تعرفين، كنتُ سآخذ القمامة للخارج لو كنتِ أخبرتِني أنها مُمتلئة |
O zaman karısına öyle söyleseydin, çünkü hâlâ Alzheimer olabilir. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبريها بذلك قد يكون عنده أيضاً |
Keşke bana söyleseydin. | Open Subtitles | تمنيتُ لو قمتِ بإخباري من قبل. |
Barry, keşke bana bir yıl önce söyleseydin diyorum ben. | Open Subtitles | باري، أود قبل عام كنت قد قال لي الحقيقة. |
İdrar örneğin için. Tüh be, keşke bunu önceden söyleseydin. | Open Subtitles | يا خسارة، يا ريتك حكيتلي من قبل أنا للتو أَخذتُ استراحة سريعة في حديقتك |
İşini bırakacağını söyleseydin evlenmezdik. | Open Subtitles | لو كنت أخبرتنى بأنك ستترك عملك لما كنا تزوجنا |
Hatırladıkların hakkında bize gerçeği söyleseydin sana yardım edebilirdik. | Open Subtitles | لو أخبرتنا بالحقيقه حول ما تذكرتيه -لكنا إستطعنا مساعدتك |
Eğer Jimmy'nin Micheal'ın babası olduğunu söyleseydin yapmazdım! | Open Subtitles | لم أكن لأفعل ذلك لو كنتِ أخبرتينى أن جيمى هو والد مايكل |