"söz vermiştim" - Translation from Turkish to Arabic

• وعدت
• وعدتك
• وعدته
• وعدتُ
• وعدتها
• وعداً
• وعدتكِ
• وعدتكم
• وَعدتُ
• وعدًا
• لقد وعدتكَ
• لقد وعدتهم
• قطعت وعدا
• بأنني لن
• أقسمت ألّا

Doktoruma ne zamandır, fırsat bulur bulmaz seyahate çıkacağıma söz vermiştim.
لقد وعدت طبيبي في وقت ما انني سأغدر ان استطعت ذلك

Ölümden sonraki yaşamın nasıl olduğunu, sana anlatacağıma söz vermiştim.
لقد وعدت أن أخبرك كيف يبدو الأمر بعد الموت ؟

Kendi kendime söz vermiştim, sen ayrıIıncaya kadar bunun olmasına izin vermeyecektim.
وعدت نفسي أن لا أترك هذا يحدث حتى لو كنتِ تعيش لوحدكِ

Fakat okları göğsüne saplayan kişi benim. İntikamını alacağına söz vermiştim.
إلّا أنّي ناشبة تلك السهام في صدرها، لقد وعدتك بأخذ ثأرك.

Babanız çok iyi dostumdu ve hayattaki gelişiminizi izlemeye söz vermiştim ona.
ولكن والدك كان صديقا جيدا وقد وعدته اننى سأراقب تقدمك فى الحياة.

Olur da buraya gelirsem, Amerika'nın orta halli insanlarına yaptığını ben de gidip tuvaletine yapacağım diye söz vermiştim kendime.
وعدتُ نفسي أني إذا أتيتُ إلى هنا سوف أفعل بـ دورة المياة الخاصه به ما فعلهُ بـ الطبقة الامريكية الوسطى

Çok hoşuma giden bir elbise patronunu götürmeye söz vermiştim.
كنت قد وعدتها أن أحضر معى تصميم فستان قد أعجبها

Kendime söz vermiştim... Öyle olabilmek için ne gerekiyorsa yapacaktım.
وعدت نفسي بأن أفعل كل ما بوسعي لكي استطيع التأقلم

Cumartesi planlarımız olduğunu bilmiyordum. Kızlara söz vermiştim. -Ben de geleyim mi?
لم أعرف أن لدينا خطط يوم السبت وعدت صديقاتي أن أخرج معهن

Hayatımda hiçbir sözümü tutmadım, ama ona küllerini bu dağa dağıtacağıma söz vermiştim.
لم أحفظ وعداً طوال حياتي لكنني وعدت أن أنثر رماده في هذا الجبل

Kendime söz vermiştim. Bir daha asla onun beni incitmesine izin vermeyecektim.
وعدت نفسي، لا يمكن أن أتعرض لإيذاء أبداً من هذا الرجل مجدداً.

Uzun zaman önce adamlarıma, onları hayatta tutacağıma dair söz vermiştim.
لقد وعدت طاقمي منذ وقت طويل ان أبقيهم على قيد الحياة

Sana söz vermiştim. Almasam daha iyi olur.
أريد منك أن تأخذ هذا لقد وعدتك بها من قبل

Arabayı kullanmana izin verceğime söz vermiştim.
بما أخبرتك يا راي؟ وعدتك بأن تقود، وها أنت بم أخبرتك يا راي؟

Saçı örgülü küçük bir kız çocuğuydum ama söz vermiştim.
لقد كنت فتاة صغيرة لدي اثنتين من الجدائل الطويلة، ولكني وعدته.

Ginny'e terk edeceğime söz vermiştim. - Sana söylemedi mi?
لقد وعدتُ جيني بأن أتركه ألم تقل لك ذلك ؟

Ona söz vermiştim... ben yanındayken o, asla zarar görmeyecekti.
لقد وعدتها.. بأن طالما أنني هناك لن تصاب بأي أذى

Evet. Sana bir yer bulacağıma söz vermiştim hatırlarsan. Buldum.
أجل لقد وعدتكِ بإيجاد عمل لكِ و وقد وفيت بوعدي

Geçen yıl söz vermiştim ama, adresimi yine gönderemediğim için üzgünüm.
اكرر اسفى لانى لا استطيع ان ارسل لكم عنوانى. كما وعدتكم اخر مرة.

Kışın buraya gelip kasabanın dışındaki muhteşem kiliseyi onaracağıma kendi kendime söz vermiştim.
وَعدتُ نفسي ان احضر هنا في الشتاءَ لتَصليح كنيسة رائعة و لطيف

Ama bu yarışa girdiğimde, beni destekleyenlere bir söz vermiştim.
لكنني قطعتُ وعدًا عندما دخلت هذا السباق لمؤيديَ و أنصاري

Bana eşlik edebileceğine söz vermiştim ve hala sözümün arkasındayım.
لقد وعدتكَ أن تنضمّ إليّ وأنا عند وعدي.

Taşınmalarına yardım edeceğime söz vermiştim.
لقد وعدتهم أنني سوف أساعدهم في نقل الأشياء

Geri dönüp seni sonsuza kadar seveceğime dair... kendime söz vermiştim.
و لقد قطعت وعدا علي نفسي في هذه الليلة ان اعود و احبك للابد

Bir şey söylemediğim için üzgünüm, ama kimseye söylemeyeceğime dair ona söz vermiştim.
آسفة لأنني لم أقل أيّ شيئ من قبل ولكني وعدتها بأنني لن أقوم بذلك

Geçen sene aramızda olanlardan sonra senden bir daha sır saklamayacağıma söz vermiştim.
بعد ما جرى بيننا بالعام الماضي، أقسمت ألّا أخفي عنك سرًّا مجددًا