Bir sözlük yazarı olarak görevim mümkün olan bütün kelimeleri sözlüğe eklemek. | TED | ووظيفتي كمؤلفة قواميس هي محاولة إدراج القدر الممكن من الكلمات بداخل القاموس. |
Lewis'i götürdüm. Ağaçlar, kuşlar hakkında rehber kitaplar getirdim. Nihayetinde favori kitabı ise sözlük oldu. | TED | لويس. كما أعطيته كتيبات إرشادية عن الأشجار وعن الطيور، بالإضافة الى القاموس الذي أصبح كتابه المفضل. |
aslında gerçekten bir sözlüğe bakarsanız bir çok sözlük elde etmeyi düşmanca bir hareket olarak tanımlar | TED | في الواقع اذا نظرت في القاموس العديد من القواميس تعرف السعي لتحقيق بالمطاردة بعدائية |
İnteraktif bir sözlük oluşturuyoruz. | Open Subtitles | نبتكر قاموساً تفاعلياً ليصبح أكثر استخداماً |
Ve aslında eski bir sözlük kullanırsanız daha çok yardımcı olacaktır. Bu durumda 1913 basımlı bir sözlük işinizi görür. | TED | وبالحقيقة سيكون من المفيد أكثر إذا بحثت في معجم قديم جداً في هذه الحالة نفضل معجم عام 1913 |
Ve onlara farklı bir şey söylersen, yemin ederim ki kasığına koca bir sözlük indiririm. | Open Subtitles | وإذا اخبرتهم بخلاف ذلك أقسم انني سارميك بقاموس في منطقتك الحسّاسة |
sözlük yazarlarına yazıp, onu kontrol ettireceğim. | Open Subtitles | سأكتب ملاحظة لكاتبي القاموس ليتأكدوا من هذا |
sözlük anlamı aile ocağı; amaç veya hedef. | Open Subtitles | القاموس يعرف هذه الكلمة.. ِ بمكان النشأة.. ِ |
sözlük anlamı aile ocağı; amaç veya hedef. | Open Subtitles | القاموس يعرفه بأنه كل من : مكان الأصل أو الهدف أو الغاية |
sözlük ezberlemenin kelime dağarcığını geliştirmek için en iyi yol olduğundan emin değilim tam olarak. | Open Subtitles | أن حفظ القاموس هو الطريقة الوحيدة لتطوير مفردات اللغة لديك |
Tabii burada ölüm kelimesi sözlük karşılığıyla kullanılıyor. | Open Subtitles | هذا بالطَبع، باستعمال التعريف الموجود في القاموس للموت |
Ben de her ay bir sözlük ezberlediklerini duydum | Open Subtitles | سمعت يحفظون القاموس عن ظهر قلب جميع كلمات الحرف بشهر واحد |
Ona başka ilgi alanları bulmasını söyledim mesela kelime haznesini geliştirmek için sözlük okumak ya da bisiklete binmek gibi şimdiye kadar işe yaradı. | Open Subtitles | واخبرته ان ينمي اهتمامات اخري مثل قرأة القاموس لينمي حصيلة كلماته و ركوب الدراجات |
Sanırım biraz yapmacık, ama sıklıkla sözlük okuyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه الأمر نوع من التصنع لكنني غالبا ما أقرأ القاموس |
Bakalım sözlük uygulaması ne diyecek. | Open Subtitles | حسناً، دعنا فقط نرى ما يقوله تطبيق القاموس. |
sözlük bunu bowling oynamak için kullanılan bir top olarak tanımlar. | Open Subtitles | القاموس يعرفها على انها كرة تستخدم للبولينج |
Üzerinde sözlük yazıyor. Arada bir açıp bakın | Open Subtitles | يُدعـى القاموس إفتحـوه بين الفينة والأخـرى |
Bir sözlük alalım da o kelime ne anlama geliyor sana göstereyim. | Open Subtitles | لنجلب قاموساً ونبحث عن تلك الكلمة من اجلك |
Bu şekilde konuşmaya devam edeceksiniz bir sözlük alsak fena olmaz belki. | Open Subtitles | حسنٌ، لديّ فكرة إنّ استمريتما بالحدّيث بهذه الطريقة ربما عليّنا أن نحضر قاموساً |
Noel için ne hediye verdiler, bir sözlük mü? | Open Subtitles | ماذا ابتلعت؟ معجم مُفردات لعيد ميلاد المسيح؟ |
Kız arkadaşın Lisa var ya ona bir sözlük aldırıp başkasının şovuna postalayabilir misin? | Open Subtitles | و صديقتك " ليزا " ؟ هل تأتى لها بقاموس و تُرحلها الى برنامج أى شخص أخر؟ |
Şey, belki de kalabilir... sadece sözlük olarak? | Open Subtitles | حسنا ، يمكن لها أن تبقى كقاموس فقط ؟ |
Bu kanserdeki genlerin sekanlamasını (dizilimini) yapma fikri, böylece bize yeni bir sözlük, tarif etmemiz için yeni sözcükler verecekler. | TED | و يرتكز على فكرة تسلسل جميع جينات السرطان كم أنه يمدنا بمعجم و قاموس جديد لوصف السرطان |