"sözleşmeli" - Translation from Turkish to Arabic

    • متعاقد
        
    • بعقد
        
    • متعهد
        
    • عقود مع
        
    • متعاقدين
        
    • المستقلة
        
    Özel mülkü izinsiz işgal ediyorsun ve sözleşmeli bir işe engel oluyorsun. Open Subtitles أنتِ تتعدي على ممتلكات الغير وتعيقي مواصلة عمل متعاقد.
    Özel mülkü izinsiz işgal ediyorsun ve sözleşmeli bir işe engel oluyorsun. Open Subtitles أنتِ تتعدي على ممتلكات الغير وتعيقي مواصلة عمل متعاقد.
    Özel sözleşmeli bir askere göre oldukça hızlı geldin buraya. Open Subtitles لم أكن أتوقع لجندي عسكري متعاقد يصل إلى هنا بهذه السرعة.
    Beş yıl boyunca beni sözleşmeli köle olarak tutan o adamı unutalım. Open Subtitles أنسى الماسترز التي مررت بها لخمس سنوات وانا مرتبطة بعقد عمل مجاني
    Size çevreyi iyi bilen, sözleşmeli bir görevli gönderiyorum. Open Subtitles سأرسل لك متعهد شخصى يعلم المنطقة
    Diğerleri de bölgedeki çeşitli havaalanlarıyla sözleşmeli. Open Subtitles الآخرون لديهم عقود مع مطارات مختلفة في المنطقة
    Bağımsız sözleşmeli personeldirler. Open Subtitles لا أعلم إنهم متعاقدين مستقلين
    Hırsızlar ve sözleşmeli köle olmaya bayılıyorlar. Open Subtitles إنهم يسرقون ويحبون يجري متعاقد معهم الخدم.
    Aslında Essonwall Bar'ın sözleşmeli elemanı olarak 8 saatlik yedek barmenlik konusunda gönüllü olmaya ikna ettiler beni. Open Subtitles حسنا، بصفة حصرية لفنان متعاقد في حانة "ايسانوول"، أنا متشجع و بقوة
    Bir mühendis, ismi Fanthorpe, Argentine Marine ile sözleşmeli. Open Subtitles مهندس، يدعى (فانثورب), متعاقد مع الشركة الأرجنتينية البحرية
    Bir S.Ö.A'yım. Yani sözleşmeli özel asker. Open Subtitles أعمل كجندي عسكري متعاقد.
    Malcolm Smith, sözleşmeli çalışandı, Londra kökenliydi. Open Subtitles (مالكوم سميث) متعاقد مقيم في لندن
    Walter O'Brien, bir tür sözleşmeli devlet çalışanı, şu anda toprak altında neredeyse altı buçuk dakikadır oksijensiz durumda olan Owen Cooper'ı dışarı çıkartmaya çalışıyor. Open Subtitles {\pos(192,210)} (والتر أوبراين)، متعاقد حكومي تحت الأرض في محاولة لإخراج (أوين كوبر)... {\pos(192,210)} والذي هو الآن دون هواء لما يقارب ست دقائق ونصف.
    Biz NASA'yla sözleşmeli olarak çalışıyoruz. Open Subtitles ولكننا بعقد خارجي مع ناسا ربما هم من طلبوه
    Bunun asıl anlamı şu; bu şeyleri ilk görenler, çocuklar yerine düşük maaşlı, güvencesiz sözleşmeli işçileriniz olacak, düzgün akıl sağlığı sigortası olmayan ve bundan hasar gören insanlar. TED وما يعنيه ذلك الكلام هو أن بدلا من أن يكون الأطفال الصغار هم أول من يشاهدوا هذا المحتوى، سيكون هناك موظفين بأجر يعملون بعقد مؤقت بدون دعم مناسب للصحة العقلية التي ستتضرّر بسببها أيضا.
    Hala sözleşmeli. Open Subtitles لا يزال ملتزما بعقد.
    Bölgeyi bilen, sözleşmeli bir görevli gönderiyorum. Open Subtitles سأرسل لك متعهد خاص يعلم المنطقه
    Yani sözleşmeli katil mi? Open Subtitles هل تقصد عقود مع القتلة ؟
    Chang'e olduğunuz gibi sözleşmeli kölem değilsiniz. Open Subtitles أنتم لستم متعاقدين معي مثلما كنتم مع ( شانغ )
    Eğer yeni bir şey denersen; "Ne bu, sözleşmeli okul mu?" gibi şeyler diyorlar. Hadi ama, yeni bir şeyler deneyelim, bir bakalım. TED إن جرّبت أمرا جديدا، ردّة فعل الناس تكون "أوه، المدارس المستقلة. "لنقم بتجربة، لنرى ما يحصل.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more