Andy'yi bu karışıklığın içine sürüklemek niyetinde değildim, ama herhalde birkaç milyon dolara hayır demez diye düşündüm. | Open Subtitles | بالطبع لم اخطط لسحب اندى إلى تلك الفوضه ولكن اعتقد أنه يمكنه أن يحصل على مليونين من الدولارات |
Cesetleri Makine'ye sürüklemek için tünelleri kullanıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يستعملون الأنفاق لسحب الأجساد إلى الآلة |
Babam onları halatla ormana sürüklemek zorunda kaldı. | Open Subtitles | أبى اضطر لجرهما إلى الغابة بالحبال |
Babam onları halatla ormana sürüklemek zorunda kaldı. | Open Subtitles | أبى اضطر لجرهما إلى الغابة بالحبال |
Sorun şu; bu kamyonun, dün gece yolda bir cesedi sürüklemek için kullanıldığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسناً، الأمر أننا نعتقد أنّ هذه الشاحنة استخدمت لجر جثّة على الطريق السريع في الليلة الماضية. |
O masum kızı da yanında sürüklemek istediğine emin misin? | Open Subtitles | هل تريد حقاً أن تسحب تلك الفتاة المسكينة معك في الأسفل ؟ |
Söylemek istedim, yüzlerce kez, ama artık birlikte değildik ve seni de bunun içine sürüklemek yanlış geldi. | Open Subtitles | اردت فعل ذلك مئات المرات لكننا لم نكن سوية مع بعضنا و بدا أمرا خاطئا ان اقحمك بالأمر |
Eğer o şeyi burada bayıltırsan anomaliye kadar sürüklemek zorunda kalırız ve tecrübemden biliyorum bu düşündüğünden daha zor. | Open Subtitles | ،إذا خدرت هذا الشيء هنا ،سيكون علينا جرّه طوال الطريق إلى الهالة ،ودعني أخبركَ عن تجربة .أنه أصعب مما تظن |
Tam şu an ikinizi de öldürürdüm. Cesetlerinizi peşimden sürüklemek zorunda kalmasaydım. | Open Subtitles | كنت سأقتلكم الان كلاكما لو لم أكن سأضطر لسحب جثتيكما |
O taş ocağını Glades'e sürüklemek için bir dava aç | Open Subtitles | إذهب وإستخرج مذكرة لسحب السيارة من البحيّرة |
Michelle kaçmıştı ve Bridgette'ı buraya sürüklemek için fırsat bulamadı. | Open Subtitles | (أش)، (ميشيل) أفلتت، وهو لم يحصل على فرصة لسحب (بريجيت) إلى هنا |
Uzmanlar muhalefet içinde çatışan grupları silahlandırmanın ülkeyi uzatmalı bir iç savaşa sürüklemek için kesin bir yol olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الخبراء يقولون أن تسليح الجماعات التي* *تُقاتل في صفوف المعارضة، تعتبر وسيلة مؤكدة لجر البلاد إلى* *حرب أهلية طويلة الأمد. |
Ama Manfred Wagner gibi iyi bir çocuğu peşinden sürüklemek...! | Open Subtitles | لكن أن تسحب معك شابا طيبا (مثل (مانفريد فينغر |
Ama ararken Nova'yı peşinden sürüklemek haksızlık olur. | Open Subtitles | لكن ليس من العدل أن تسحب (نوفا) إلى الأسفل حيث أنت |
Seni buna sürüklemek istemem. | Open Subtitles | أنا لا أريد أن اقحمك بهذا الأمر |
Onu minibüsüne sürüklemek istedin ama izin vermedi. | Open Subtitles | -حاولت جرّه لشاحنتك، لكنّه رفض التحرّك . |