"sürerken" - Translation from Turkish to Arabic

    • تقود
        
    • يقود
        
    • أقود
        
    • تقودين
        
    • تركب
        
    • اقود
        
    • قيادته
        
    • أقودُ
        
    • وبمجرد وقوع
        
    • سيارتها في
        
    • أثناء
        
    Yani, arabanızı sürerken bile seks dürtüsünü hissedebilirsiniz. TED يمكنك أن تشعر بهذا الأحساس عندما تقود سيارتك بدون توقف
    sekiz ay kadar oldu ve artık daha iyi hissediyor. Ve geçenlerde arabasını sürerken, TED لنحو ثمانية أشهر مضت ، بدأت تشعر الان بالتحسن. وكانت تقود سيارتها في ذاك اليوم،
    Katil aracı o boş araziye doğru sürerken Bu mesajı kazımış olmalı. Open Subtitles لابد أنه قام بخدشها وكتابتها وهو مقيد في المركبة والسائق يقود به
    Bu bebek tırı sürerken... yapacağın tek şey arkana yaslanmak ve kıçının büyüdüğünü hissetmek. Open Subtitles مع هذا الصغير الذي يقود لك كل ماعليك هو أن ترجع ضهرك الي الخلف وتستريح
    Kimi zaman gece sürerken, ...farları açar, gaz verir karanlığa öylece dalarım. Open Subtitles أحياناً، أقود دراجتي ليلاً، أضيء الكشافات، وأنطلق بأقصى سرعة بتهوّر نحو الظلام.
    Neredeyse iki sene önce bir gün Almanya'da arabamı sürerken radyoyu açtım. TED قبل عامين تقريباً كنت أقود سيارتي في ألمانـيا وفتحت المذياع على إحدى المحطات
    Sizi bir daha şehrimde o şeyi sürerken yakalarsam, benimdir. Open Subtitles إذا أمسكتكِ تقودين في هذه المدينه سأسحبه
    Bu ilâcı aldıktan sonra, bisiklet sürerken çok dikkatli olmak lazımmış. Open Subtitles يجب أن تكون على حذر عندما تركب دراجة بعد أن تأخذه
    Araba sürerken bunu yapmanın iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. Open Subtitles لا أرى أنها فكرة جيّدة أن تفعل هذا بينما تقود السيارة
    Sen tırı sürerken hep ben Nick değilim deyip duruyordu. Open Subtitles طوال الوقت وأنت تقود في الأمام كان يخبرها بأنه ليس هو
    Eğer sen arabanı sürerken, bir ağaca çarparsan ve camdan dışarı uçarsan ne olur? Open Subtitles ماذا لو أنك كنت تقود سيارتك وإصطدمت بشجرة و طرت من خلال الزجاج الأمامي؟
    Hani var ya; annen araba sürerken trafik ışığı sarı oluyor. Open Subtitles أتعلمين، مثلما يحدث عندما تكون والدتك تقود السيارة ويضيء ضوء الإشارة الأصفر..
    Der prens, atını günbatımına doğru sürerken. Open Subtitles هكذا يقول الأمير و هو يقود جواده لحظة الغروب
    En iyisi hiç yapma, çünkü babam sürerken yaşlı bir kadın gibidir tünelden geçene kadar, Bayılıp kalabilirsin. Open Subtitles ولكن اتدرى ؟ .. لا انصحك بذلك لان ابى يقود مثل المرأة العجوز
    Kardeşim gibi bisiklet sürerken, park halindeki araca çarptı dişlerini motor kapağında görünce çok korkmuştu. Open Subtitles يقود دراجته , واصدم بسيارة وارتعب عندما رأى أسنانة على السيارة
    Babam arabayı sürerken kucağımda duruyordu. Open Subtitles جلست في السيارة والسلحفاة في حضني وأبي يقود السياره
    Gün batımında araba sürerken tek düşünebildiğim, neredeyse oyunlarım kadar güzel olduğu. TED حين أقود عبر طريق عند الغروب كل ما أستطيع التفكير فيه هو إن هذا يكاد أن يكون بجمال ألعابي
    Araba sürerken sürekli önüme geçmelerine izin veriyorum. Open Subtitles عندما أقود السيارة أترك الناس تعبرني دائماً
    eve doğru arabayı sürerken hava karanlıktı. Open Subtitles كان الظلام قد حل عندما كنت أقود سيارتي على الطريق
    Yani üstü açık bir araba sürerken mi, yoksa açık seçik bir elbise giyerken mi? Open Subtitles تعنين كانك تقودين سيارة أو تلبسين بدلة
    Dün gece bisikletini sürerken bir kaza geçirmiş. Open Subtitles قالت إنه وقع لها حادثوهي تركب دراجتها الليلة الماضية
    Hijyenik ped kullandım. Hayvan kanını bir pet şişeye doldurdum, Buraya bağladım. iç çamaşırıma bağlanan ince bir borusu vardı, yürürken, bisiklet sürerken, düğmeye basıyordum, belli bir dozda kan iç çamaşırına akıyordu. TED لبست فوطه صحيه وعبأت دم حيوان داخل كرة قدم ربطتها هنا ، ويوجد انبوب يمر داخل بنطالي بينما امشي بينما اقود دراجتي ، اقوم بضغط كميات من الدم تذهب هناك
    Otübüsü sürerken ortaya çıktı ve onu miyoklonik bir salak yaptı. Open Subtitles و الذي أزيح اثناء قيادته الحافلة مما تسبب له بنفضة عضلية
    Bazen tek başıma araba sürerken araba kazası geçirmekle ilgili bir fantezim var. Open Subtitles أحياناً، عندما أقودُ بمفردي.. تراودني تلك النزوة بأن أصطدم بالسيارة
    Saldırı sürerken ben ana orduyla bataklıklardan hücum edeceğim. Open Subtitles وبمجرد وقوع القتال سأُهاجم من المستنقعات بالجيش الرئيسي
    Belli ki,arabasını Romanya'ya sürerken, oğlum vahşi yulaflarını kızla ekmiş. TED على ما يبدو، انه أقام علاقة جنسية مع فتاة أثناء قيادته سيارتها في رومانيا.
    Pervasız davranışlarından etkilendim ve araba sürerken sakso çekerek onu ödüllendireceğim. Open Subtitles وانا مندهش ذو سلوك متهور إذا سوف اكافئه بفمي أثناء قيادته

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more