Ben göğüs kısmı üzerine süs istememiştim, buna rağmen onlar çift koymuşlar. | Open Subtitles | لم أكن أريد شريط زينة على الصدر وبدلاً من ذلك قاموا بمضاعفته |
Bilmem. Güvenlik kameralarını süs niyetine takan adam olabilir. | Open Subtitles | لا أعلم ربما أنه نفس الرجل الذي ثبت كاميرا الفيديو للزينة |
Ve bir gün bunlara da süs dışında kullanmak için ihtiyacı olabilir. | Open Subtitles | ...وفي يوم ما قد تحتاج الى هذه ...من أجل شيء غير الزينة |
Şimdi sadece süs olarak duruyorlar. Hiç dinlediği yok. | Open Subtitles | الآن,هي مجرد ديكور ,نادراً ما يستمع اليها |
Scotty'e bir süs balığı aldık aynı şehirden kaçırdığım zenciler gibi simsiyah. | Open Subtitles | ابتعنا لسكوتي سمكة ذهبية وانها سوداء مثل هولاء الجيران الذين قابلتهم فى المدينة |
Küçük bir süs balığı olmalı ağzı kilitlenebilen bir poşette taşıdığı- ...umutsuz. | Open Subtitles | هو يجب أن يكون عنده سمك ذهبي محبوب إلى حد ما في حقيبة جلدية يائس. |
Onlar süs limonu. Masanın ortasında duracak bir süs. Belki inanmayacaksın ama... bir vazoyu üç limonla dolduramam. | Open Subtitles | أجل إنها للعرض سنعرضها في منتصف الطاولة ربما لا تجد هذا ممتعاً و لكنني لا استطيع ملئ الآنية بثلاث ليمونات |
süs balığımı yediğini ve senin bana hiç süs balığım olmadı diye yalan söylediğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر عندما أكل سمكتي الذهبية وكذبتَ عليّ وقلتَ أني لم أمتلك سمكة ذهبية؟ |
Et yerine viski, battaniye yerine süs eşyaları. | Open Subtitles | ثم بدأت. ويسكي، بدلا من لحوم البقر الحلي بدلا من البطانيات |
Çivit otuyla suratlarını maviye boyadıklarında bu bir süs değildir. | Open Subtitles | عندما يلوّنون وجوههم بالوحل الأزرق. فذلك أكثر من مجرد زينة. |
Bu bir süs mü yoksa Şeytan'ın kıl yumağı mı? | Open Subtitles | هل هذه زينة أم حزمة متشابكة من عانة الشيطان ؟ |
İnsanlar oradan geçmeye çalışmasın diye camın üzerine bir süs arayıp duruyorum. | Open Subtitles | بحثت عن زينة لأضعها على الزجاج كى لا يرتطم به الناس |
Hayır bunu almak için o kadar zorluğa katlanan biri bunu bir süs için yapmaz. | Open Subtitles | لا, شخص ما تكبد كل هذا العناء لسرقتها لا يمكن ان تكون فقط للزينة |
Dikkat. Sensörleri süs için değil. | Open Subtitles | كونوا حذرين، أجهزة الاستشعار لديه ليست للزينة |
Kafan süs niyetine var herhalde, çalışmıyor. | Open Subtitles | فعلاَ رأسك موجودة فقط للزينة ولا تفكر مطلقاَ .. لا تفكر |
Siz Londra'ya gittiğinizde babamın bize getirdiği süs. | Open Subtitles | انها الزينة التي اعطاني ايها والدي عندما ذهبت الى لندن |
süs balığım öldüğünde de bu fıkrayı anlatmıştın. | Open Subtitles | لقد قلت هذه الدعابة عندما ماتت سمكة الزينة خاصتي |
Birkaç süs alıp bu minik ofisi Yarı Noel cennetine çevirelim. | Open Subtitles | ماذا تقولون لو ذهبنا لنجلب بعض الزينة و نحول هذا المكتب الصغير الى أرض العجائب السحرية لنصف عيد الميلاد؟ |
Bir çete katliamı için çok ilginç bir süs sokak çeteleri çiçek düzenlemeye başlamadılarsa tabii ki bu terapinin faydalarını kendi gözlerimizle görebiliyoruz. | Open Subtitles | ديكور مشوّق لعصابة ذبح، ما لم تأخذ العصابة الزهزر لتنسيقها الذي أرى أنّ له بالتأكيد فوائد علاجيّة |
New York'da yeni bir süs balığı alabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على سمكات ذهبية جديدة في نيويورك |
Tasmalı görünmez bir köpeğim bir poşette süs balığım ve kocaman doldurulmuş bir pandam oldu. | Open Subtitles | عِنْدي كلبُ مخفيُ في a مقود، a سمك ذهبي في a حقيبة وa باندا محشو عملاق، |
Elbette. süs olsun diye koyduğumu mu sandınız? | Open Subtitles | بالطبع تعمل، أتعتقد أني أضعها هناك للعرض أو شيء ما؟ |
Sağlığımı, ailemi, lanet süs balığımı sorarlar. | Open Subtitles | تسأل عن صحتي، عائلتي، وسمكتي الذهبية اللعينة |
Mesai hakları geri verildi ve herkese iki adet kişisel fotoğraf iki tane ufak oyuncak ve üç tane karışık süs eşyası hakkı verildi. | Open Subtitles | تم اعادة الساعات الإضافية ومسموح لكل واحد منكم بـ صورتين شخصيتين واثنان من الحلي وثلاثة من التماثيل |
süs gibiler. | Open Subtitles | أنا أتحدث عن الماس أنه زينه للثوب |
Ben de Kızıl süs olurum. | Open Subtitles | وأنا يمكنني أن أكون (سكرليت بيمب) |
Acil nakil için izin ver bana, yoksa kafanı süs olarak gemime alırım. | Open Subtitles | صرح لى بالنقل الفورى أَو سأحصل على رأسكُ كحلية لسفينتِي |
İlk olarak beşeri çevre var. Mesela, buraya süs havuzu ya da oyun alanları koyacağız gibi. | TED | هناك البيئة المبنية، كما تعلمون، سنضع نافورة هنا أو ملعب هناك. |
Dostumu süs olarak kullanacaksa silahlanması gerekirdi. | Open Subtitles | كان عليه أن يتسلح إن كان ينوي تزيين حانته بصديقي |
Siz de felsefelerinizden ufak süs zımbırtısı falan getirebilirsiniz. | Open Subtitles | وأنتم يارفاق بإمكانكم إحضار حلية او تمثال |