"sıçanı" - Translation from Turkish to Arabic

• الفأر
• الجرذ
• فأر
• جرذ
• فئران
• أبوسوم
• البوسوم
• الأبوسوم
• الجرذِ
• اللآموس

Planın bu mu? Oturup bütün gün sıçanı izlemek mi?
هذه خطتك إذاً تجلس و تشاهد الفأر طوال اليوم؟

Dedi ki, sıçanı yuttuktan sonra, adam koşmaya başlamış, sanki aklını kaçırmış gibiymiş.
قالت بعد إبتلاع الفأر ذلك الشخص ركض‏ للخارج و بدا كما لو كان فقد عقله

Çünkü ben gördüğüm zaman bir suçluyu, kokladığım zaman bir sıçanı, doğduğunda da kötü bir ay'ı tanırım.
السبب انني اعرف الجنايه وعندما أرى احد ، أ الجرذ عنده رائحة واحدة ، وسيئة عندما يرتفع القمر.

Geminin dışında pek sert değilsin, öyle mi, womp sıçanı?
.لسترجلقوي خارجمركبتك. أليس كذلك ، أيها الجرذ السام ؟

Sanırım ya siyah bir sıçan ya da çatı sıçanı dediğimiz şey.
أعتقد أن هذا كان فأراً أسوداً أو ما نطلق عليه فأر السقف

Dağ sıçanı gölgesini görürse, altı hafta daha kış olacak.
إن رأى جرذ الأرض ظله فهناك على الأغلب 6 أسابيع من الشتاء

Ben onlara bir çift aşırı gelişmiş iskele sıçanı dedim.... ..ve yarattığım duygusal yıpranma için 4.milyon dolar ödemek zorundayım.
‫أطلق عليهم بأنهم فئران شوارع ‫والأن علي دفع 4 ملايين لهم بسبب الألم الذي سببته لهم ‫ليس عليك التكلم لهؤلاء يامونتي

Ama garip misk sıçanı iskeleti gibi bütün aziz eşyalarımı bahçeye gömdüğünü nasıl tahmin ettin?
ولكن كيف تستنتج أنني أدفن كل متعلقاتي الثمينة كجمجمة الفأر المخيفة؟

"Anne dağ sıçanı ve yavrusu kakaolarını bitirdiler..."
الأم الفأر جبلية وولدها أنهيا الكاكاو الخاص بهما

Uğradığın, şarkını söylediğin ve sıçanı yakaladığın için.
لـ قدومك وعزف هذه الأغنية وعلى إمساك الفأر

O sıçanı yere koy da kapının önünde de ezeyim seni.
ضع ذلك الفأر أرضًا، وسأحطمك على عتبة بابك.

Bakın, dostlarım, en büyük sıçanı destekliyorsunuz.
أترى يا صديقي انت بجانب الفأر الأكبر

Aslında sıçanı çekerek dışarı çıkarma şansları oldukça azdı ama onların bunu denemiş olması bile şaşırtıcı.
فرصها وهي تسحب الجرذ للخارج ضئيلة للغاية لكن حقيقة محاولتها ذلك مدهشة

Sıçan hazırlamışsın. sıçanı öylece doğrayıp tavaya atamazsın.
.لقد قمت بتحضير الجرذ .ولم تقم فقط بتقطيعه ورميه في المقلاة

Bin kişi kıçlarını donduruyor, bir sıçanı görmek için.
ألفشخص... يتجمدون من البرد ... ، وينتظرون الجرذ ليعبدوه.

Yıllar önce ormanda misk sıçanı iskeleti buldum.
أتعلم، منذ سنين وجدت جمجمة فأر المسك في الغابات.

O inanılmaz yeteneklere sahip olan hippi bir bataklık sıçanı olarak saklanan bilgili bir cadı.
إنه ساحرة متمرسة، لديها مواهب خارقة، مختبئة كما لو أنها فأر مستنقعات.

Ölüme terk edebileceğin aptal bir bataklık sıçanı olduğumu mu sandın?
أظننتي أنني فأر مستقنع أبله يمكنكِ أن تتركيه خلفكِ ليموت؟

"bir sıçanı herhangi bir şekilde barındıran, koruyan ya da bulunduran herkes
وأي شـخـص يـآوي، يـحـمـي أو يمتلك جرذ بأي شكل من الأشكال

Tabi sen buradaki şeyin, taklitlerin bir Bellian sıçanı gibi dışarı tükürüyor olmasını saymazsan!
أن هذا الشيء يبصق نسخ كــ ساحة فئران بليان

Ölmek üzere sonra da eyaletin sıçanı gibi olacak.
إنه ميت أكثر من حيوان أبوسوم على الطريق السريع.

Keseli sıçanı nerede bulacağını nasıl biliyor?
كيف سيجد البوسوم (حيوان ذو كيس أوسترالي)؟ -ششش

Keseli sıçanı oradan çıkarmak için 250 dolar fatura kestiler.
تكلّف عامل الإبادة 250 دولاراً لإخراج حيوان الأبوسوم من هناك

-Bu sıçanı sevmiştin öyle mi?
أحببتَ هذا الجرذِ حقاً، أليس كذلك؟

Zaman alacak, fakat yaban sıçanı avcılığını iyi bilmek genç tilkinin kışı atlatabilmesi için hayatı önem taşıyor.
سيستغرق الأمر بعض الوقت لكن إتقان اصطياد اللآموس ضروري للثعلب اليافع ليجتاز الشتاء