"sığınmaya" - Translation from Turkish to Arabic

    • اللجوء
        
    • للجوء
        
    Şimdi, onun ve mürettebatının bir kısmının sığınmaya çalışacakları olasılığı var. Open Subtitles و هناك الآن احتمال بأنه و جزء من طاقمه يريدون اللجوء
    Ayrıca, şu anki koşullarımız bu sığınmaya izin vermek için fazla hassas. Open Subtitles منحه اللجوء السياسي يعتبر مسألة حساسة في هذه الظروف المحيطة
    Evet ama, konsolosluğa sığınmaya çalışarak bunu elde edemezsin. Open Subtitles نعم, ولكن اللجوء للقنصلية لن يعطيك هذا الحل.
    - Eğer olsaydı, sığınmaya ihtiyacım olmazdı ! Open Subtitles - إن كان لدىّ واحداً, فلست بحاجه للجوء السياسى -
    Amerika'ya geldiğinde başvurdu ve sığınmaya kabul edildi. Open Subtitles تقدم بطلب للجوء السياسي وتم منحه إياه
    Bu anlaşmadan sonra size sığınmaya kalkan tüm kaçak köleler teslim edilecek. Open Subtitles أي عبد هارب يسعى إلى اللجوء معكم بعد الإقرار بهذه الصفقة سيسلم إلى القانون
    Ayrıca size sığınmaya kalkan istisnasız bütün korsanlar teslim edilecek. Open Subtitles وأي قرصان في أي وقت يسعى إلى اللجوء معكم سيُسلم إلى القانون
    Onları Mekke'yi, evlerini terk ederek Kızıldeniz'in diğer kıyısındaki Hristiyan Kral Necaşi tarafından yönetilen Habeşistan Krallığı'na sığınmaya ikna etmiştir. Open Subtitles امرهم بمغادرة مكة وترك بيوتهم وطلب اللجوء على الجانب الآخر للبحر الأحمر في المملكة الأفريقية أكسوم والتى يحكمها الملك النجاشى المسيحي
    Korunmaya, sığınmaya ihtiyacım var. Open Subtitles أنا بحاجة إلى الحماية أريد اللجوء
    Hale bak-- Ramius sığınmaya niyetli. Open Subtitles انظر للوضع, (راميوس) ينوي اللجوء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more