"sıcacık" - Translation from Turkish to Arabic

    • دافئة
        
    • دافئ
        
    • الدافئ
        
    • الدافئة
        
    • بدفئ
        
    • دافئاً
        
    • دافىء
        
    • بالدفئ
        
    • ودافئ
        
    • ودافئة
        
    • دفء
        
    • دافئين
        
    • دافيء
        
    • مِنْ الساعاتِ
        
    • الساخنه
        
    Peki, o halde aynı anne elinin sıcacık okşaması gibi. Open Subtitles اوه, في هذه الحاله انه كلمسة دافئة من يد الأم
    sıcacık anıları olmayanlar için kışlar soğuk geçiyor olmalı. Open Subtitles لا بد أن الشتاء يكون قارس البرد على من ليس لديهم ذكريات دافئة
    Dışarıdan yıkık dökük ama içeriden sıcacık ve potansiyel dolu. Open Subtitles انه محطم من الخارج لكن دافئ ومليئ بالإمكانية من الداخل.
    Hepinim babanın yanına oturup televizyonun sıcacık, iç ısıtan parıltısının tadını çıkartalım. Open Subtitles ولنتدفأ جميعنا بدفئ التلفاز ، وتوهجه الدافئ
    Okuldan eve gelirim, güneş camdan içeri vurur ve halıyı sıcacık yapar. Open Subtitles العودة من المدرسة، والشمس تدخل خلال النافذة وتجعل السجادة جميعاً، مثل الدافئة
    Belki de süvarileri beklerken, kendilerine sıcacık bir köşe bulmuşlardır, ne dersin? Open Subtitles ربما وجدوا لأنفسهم زاوية دافئة لكي ينتظروا قدوم الفرسان، أليس كذلك؟
    Ellerin sıcacık terlemiyorsun ve yüzünün rengi gayet iyi. Open Subtitles يديك دافئة وانت لا تتعرق . و وجهك لونه يبدو جيد
    Dışarısı soğuk görünüyor ama oda sıcacık. Open Subtitles الجو بارد في الخارج، لكن .هذه الغرفة دافئة للغاية
    - Şöyle sıcacık bir ateş ne güzel olurdu. - Evet, evet. Open Subtitles نار دافئة لطيفة ستكون الشيء المناسب لك
    Kaburgalarda hafif bir sıyrık ve kan rengi veren bir kapsül bana hastanede sıcacık bir yatak sağladı. Open Subtitles ميل عبر الأضلاع كبسولة دم مصنوعة منزلياَ تجد لك سرير مستشفى دافئ وجميل
    Evin çok sıcacık ve davetkar, çocukların kesinlikle çok değerli-- tüm bu akşam düpedüz kusursuz bir aile için reklam olabilecek nitelikte. Open Subtitles منزلك دافئ و مضياف و أولاد رائعون جداًَ هذه الأمسية كلها كانت إعلاناً للعائلة المثالية
    Kısa bir an için olsa da sayende sıcacık hissettim. Open Subtitles ومع إن هذا كان لوقت قصير لكن شكرا لك لانه كان وقت دافئ
    Ben size çilek aromalı ısıtıcı jelle şöyle sıcacık fermuarlı maskeler göndereceğim. Open Subtitles حتى لا تبردا سأرسل لكما هُلام الفراولة الدافئ وبعض الأقنعة المُريحة
    Evimiz sıcacık bir yuva olduğu için annem ve ben çok memnunuz. Open Subtitles أنا متاكدى من انني وامي سعيدتان بمنزلنا الصغير الدافئ
    Ancak sırf hesaplar beyninizde oluyor diye o sıcacık, uçuşan hislerin tamamı kafanızda oluyor demek değil. TED ولكن فقط لأن الحسابات تجري في دماغك لا يعني بأن تلك المشاعر الدافئة والغامضة توجد في دماغك.
    Çünkü sonra, Noel gününde sıcacık yatağımda, derin bir uykudaydım. Open Subtitles لأنبعدها،وفييوم الكريسماس... كنت أغفو في فراشي، دافئاً ومرتاحاً، وكنافيالصباح،حين فجأة...
    Dışarıda felaket bir soğuk var. Burası sıcacık. Open Subtitles الجو شديد البرودة في الخارج لكنه دافىء هنا
    Gerçeklerden kaçmanın ışıltısı ile kargaşanın o sıcacık heyecanını hissetmek istediniz! Open Subtitles لكي تحس بالدفئ المثير انه وهج جندي الفضاء هذا
    Ha şöyle. Şimdi sen sıcacık güzel yerinde dur tamam mı? Open Subtitles هذه هي , فلتبقوا هنا المكان جميل ودافئ , صحيح ؟
    sıcacık. Ve köpekbalığı dolu. Open Subtitles نعم، أنها لطيفة ودافئة ومليئة بأسماك القرش
    Canlı, sıcacık insan kanı ağzına akarken, önce dilini yıkar sonra boğazını okşayarak, tatlı ve yapışkan bir his... Open Subtitles الإحساس بغنى و دفء الدم البشرى يتدفق فى فمك... و يمر عبر لسانك...
    Siz orada soğukta donarken biz bunun sayesinde burada sıcacık, rahatta oturuyoruz. Open Subtitles ،إنّه ما يبقينا دافئين بالداخل ...بينما أنتما بالخارج تتجمدان
    Ara sıra uydu sistemimizden kaynaklı kasırgalar oluyor ama çoğunlukla sıcacık. Open Subtitles إضطرابات جوية ناتجة عن نظامنا القمري و لكن بالمجمل... لطيف و دافيء
    Hiç kimse karşı koyamaz benim sıcacık reçelime. Open Subtitles لا أحد يمكنه مقاومه مربتي الساخنه، الساخنه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more