"sıcak ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • حار و
        
    • بالدفء و
        
    • دافئة و
        
    • دافئ و
        
    • دافئه
        
    • و دافئة
        
    • وحار
        
    • كان دافئاً جداً
        
    • الدافئة و
        
    • الساخنة
        
    • انها دافئة
        
    • حنونة و
        
    • حارة وشديدة
        
    • ساخنة و
        
    • دافيء
        
    Tamam, Sıcak ve rahatsız bir ortam olabilir, ama bu gün ölmeyeceksin. Open Subtitles أسمع، أنه يوم حار و غير مريح ، ولكنك لن تموت اليوم
    Şunu bilmelisin ki 12 yaşımdan beri Sıcak ve acı şeylerle aşk yaşıyorum. Open Subtitles أريدك أن تعرف، أن لدي قصة حب مع كل شىء حار و متبل
    Dışarıda kar yağıyor, ama biz burada Sıcak ve güzel bir ortamdayız. Open Subtitles إنها تثلج بالخارج, لكننا هنا ننعم بالدفء و الهدوء
    Anlaşılan sürüngen arkadaşımız... Sıcak ve rahat bir spot ışığı bulmuş. Open Subtitles يبدو أن صديقنا الحرشفي قد وجد بقعة دافئة و حنينة للإختباء
    Eve gitmeniz için Sıcak ve cana yakın bir şey. Open Subtitles ما دافئ و لطيف ينتظرك عندما تعود إلى المنزل ؟
    Güneşin bir ilkbahar günü yansıttı ışık kadar Sıcak ve narindi. Open Subtitles كانت مثل الشمس دافئه وحنونه كـ نور الشمس
    Bilirsin, Sıcak ve güzel bir son acımasız bir suç kitabına pek uymamış. Open Subtitles كما تعلم ، نهاية غامضة و دافئة لا تعطي انطباعاً عن قصة جريمة و قتل.
    - Babanız yanık seviyor. Güzel, Sıcak ve acılı. Open Subtitles لا، لا.أبّىُ يحبة بهذه الطريقة يَحْبُّه حار و كثير التوابل
    Ayrıca orası çok Sıcak ve şu aktarmalı uçuşlar. Open Subtitles والجو حار, و يوجد الكثير من المشاجرات المتواصلة
    Fırtınalı hava haftanın kalanında da Sıcak ve rutubetli olacak. Open Subtitles الطقس القاسى يستمر حار و رطب لبقية الاسبوع
    Seni götürmeye gelen adamlar gelene kadar seni Sıcak ve rahat tuttum, ve senin yanında oturdum. Open Subtitles جعلتك تشعر بالدفء و الراحة وجلست هناك معك، حتى آتى هؤلاء الرجال وأخذوك بعيداً
    O adamlar seni alıp götürene kadar seni Sıcak ve rahat tuttum, orada oturdum. Open Subtitles جعلتك تشعر بالدفء و الراحة وجلست هناك معك، حتى آتى هؤلاء الرجال وأخذوك بعيداً
    Anlamsız bir törende bulunmak istememem Sıcak ve sevecen olmadığımı göstermez. Open Subtitles أريد أن أقوم بطقس ليس له معنى لا يعني أني لست انسانة دافئة و حنونة
    Anlamsız bir törende bulunmak istememem Sıcak ve sevecen olmadığımı göstermez. Open Subtitles أريد أن أقوم بطقس ليس له معنى لا يعني أني لست انسانة دافئة و حنونة
    Sıcak ve rahat yatağında yatarken aklına parlak bir fikir mi geldi? Open Subtitles أوجدت فكرة عبقرية و أنت دافئ و مرتاح بسريرك بالمنزل؟
    Bayanlar ve baylar, Sıcak ve Amerikanvari bir şekilde Open Subtitles سيداتي سادتي نريد تحية امريكيه دافئه
    İki ay önce doğum yaptığından beri yavrularını bir bacanın içinde Sıcak ve güvende tutuyor. Open Subtitles منذ أن ولدت قبل شهرين فقد أبقت أبنائها في المدخنة آمنةً و دافئة
    Orası dayanılmaz derecede karanlık, Sıcak ve sıkışık. Open Subtitles المكان مظلم بما لا يُحتمل وحار وضيق.
    Evin küçük, Sıcak ve rahattı. Open Subtitles منزلكِ كان دافئاً جداً وصغيراً ومريحاً
    Biz Havana'ya doğru giderken, güneşin Sıcak ve yoldaş olduğu yere. Open Subtitles بينما نبحر للـ"هافانا" حيث تكون الشمس الدافئة و كذلك يكون رفاقنا
    Ben Sıcak ve çok havasız bir otel odasında... ...tamamen şaşkına dönmüş bir şekilde oturuyorum. TED حتى أنا جالس في غرفة بفندق الساخنة وانسداد جداً شعور طغت فقط تماما.
    Düzgün olmaları gerekmiyor ki. Bu çok Sıcak ve rahat. Open Subtitles انها دافئة جداً ومريحة
    Çok Sıcak ve cömert ama çoğunlukla kapalı kutu gibi. Open Subtitles , انها حنونة و كريمة لكنها ذات حركة دائمة
    Sıcak ve rutubetli, taşaklarım gibi. Open Subtitles حارة وشديدة الرطوبة
    Küçük kızım Sıcak ve hazır mı? Bak, 007, muhtemelen hazırlıksız, uzun ve yorucu bir yolculuk yaptım. Open Subtitles آه، مرحبا بك في اليابان، أبي هل فتاتي الصغيرة ساخنة و مستعدة؟
    Kurban Sıcak ve ölü olmadıkça ölmemiştir derler. Open Subtitles يقولون أن الضحية ليست ميته حتى يكون دافيء و ميت

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more