Tamam, bir zaman döngüsünün içinde sıkıştık. Zaman tekrar edip duruyor. | Open Subtitles | نحن عالقون في نوع من الحلقات الزمنية تتم إعادة الأحداث باستمرار |
Bu trafik cehennemi distopyasına mı sıkıştık? | TED | هل نحن عالقون مع جحيم المرور البائس هذا؟ |
Burada değil. Kara deliğin çekim gücü çok güçlü. Kapana sıkıştık. | Open Subtitles | ليس هنا, قوة الجاذبية من الثقب الأسود قوية للغاية, نحن محاصرون |
- Harita yok, haydutlar heryerde, biz kütüphane de sıkıştık kaldık-- bu şekilde olmamalıydı. | Open Subtitles | الحمقى المسلحين بكل مكان و قد علقنا بمكتبة هذه لم تكن الخطة |
İki polis öldürüldü, ve biz de sakat olanla sıkıştık kaldık. | Open Subtitles | شرطيين تم قتلِهم , ونحن عالقين هنا مع أعرج |
Sosyal tecrit veya siyasi kutuplaşmaya mı sıkıştık? | TED | هل نحن عالقون مع العزل الإجتماعي أو الإستقطاب السياسي؟ |
Sadece... bu berbat yerde sıkıştık ve yalnız olmadığını bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | نحن عالقون فى هذا المكان و اريدك فقط ان تعلمى انك لست بمفردك |
O zaman köşeye sıkıştık, tamam mı, o zaman köşeye sıkıştık. | Open Subtitles | اذاً سنكون عالقون هنا سنكون عالقون لا اعرف |
Birisi yardım etsin! Lütfen, kimse yok mu, burada sıkıştık Birileri yardım etsin! | Open Subtitles | رجاءً ليُساعدنا أحد ، نحن عالقون هنا ليُساعدنا أحد |
-Umarım mutlusundur? Çıkış yolu olmayan kanyonda sıkıştık. | Open Subtitles | آمل أن تكونوا سعداء لأننا عالقون في الوادي |
hayır ama biri bizi bulana kadar burada sıkıştık... ya da anahtarları bulana kadar. Şimdi dinleyin. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا حتى يجدنا احد ما او نحصل على المفاتيح, استمعوا |
- Bir önemi yok. Zaten ulaşamayız. Burada sıkıştık. | Open Subtitles | لا يمكننا أحضاره الآن على أية حال، نحن محاصرون |
Bir barda sıkıştık kaldık, belki de günlerce sürecek ve bu gece yeni garsonun izin günü mü? | Open Subtitles | نحن محاصرون في حانة ربما لإيام وهذه الليلة النادلات الجديدات لا يعملن ؟ يكفي |
Burada sıkıştık. Daha fazla dayanamayacağız. | Open Subtitles | نحن محاصرون لا يمكننا الصمود أكثر من ذلك |
Yani, Grace resmi olarak beraat edene kadar burada sıkıştık mı demek oluyor? | Open Subtitles | إذن يعني بأننا علقنا هنا إلى أن يتم تبرئة غريس بشكل كامل |
Demek buraya sıkıştık. Sinirlenmeye başlıyorum. | Open Subtitles | هذا يعني أننا قد علقنا هذا يزعجني حقا ً |
Cennetle cehennem arasında sıkıştık kaldık. Sadece biraz daha bilgi istiyorum. | Open Subtitles | بالطبع لقد علقنا بين الجنة والجحيم |
Biz onun evinde sıkıştık kaldık ve o da Malaika ile sıkışıp kalmış | Open Subtitles | نحن عالقين في منزله وهو عالق مع ماليكا |
Bu adada bir avuç... zevk-için-öldürecek-adam arayan psikopat denizcilerle sıkıştık kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقان على جزيرة... مع مجموعة من مشاة بحريين مجانين يحبون العنف. |
Deprem vurunca ikimiz de beton bloğun altında sıkıştık. | Open Subtitles | و حينما وقع الزلزال حوصرنا تحت لوح خرساني |
sıkıştık! Çalışıyorum. | Open Subtitles | نحن محاصرين بالداخل |
Birlikte bir evde sıkışıp kaldıktan beş yıl sonra, Buradayız ... birlikte bir evde sıkıştık. | Open Subtitles | بعد حبسنا لـ 5 سنين في بيت معًا، ها نحن ذا، محبوسين في بيت معًا. |
Kaçacak yerimiz yok Kapana sıkıştık. | Open Subtitles | عِنْدَنا ليس في أي مكان أَنْ نَذْهبَ. نحن محصورون. |
- Köşeye sıkıştık. - Bu taraftan. | Open Subtitles | نحن محاصران |
Biz sıkıştık zaman aralığında. | Open Subtitles | لقد حُصرنا -في إلتواء! -يا اللهي،إدخلوا السيارة بسرعة |
Öğlen saatlerinde, 27 saatlik çabanın ardından zirveye ulaştık ve sessizce el sıkıştık. | Open Subtitles | عند وقت الظهيرة, وبعد 27 ساعة من الكفاح, نتواصل ونتصافح بصمت. |