Korsan hapishanesinde sıkıştım kaldım, gemimi de kaybettim tayfamın sadâkatini de. | Open Subtitles | إني عالق في معزل قراصنة وفقدت كلاّ من سفينتي وولاء طاقمي |
Hafif suç. Demek istediğim, burada sıkıştım kaldım. Geceyi geçirmem gerek. | Open Subtitles | إنها جنحة، المهم هو أنني عالق هنا وعلي قضاء الليلة هنا. |
İyi değilim. Her taraf polis kaynıyor. sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | أنا لست بخير , رجال الشرطة فى كل مكان أنا عالق |
Tanrının unuttuğu bir kasabada kabus gibi bir otelde sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | هاأنا ذا، عالقٌ ببلدةٍ و فندقها المروّع . حيثُ أنّ كلّ أثاثه بالمكان الخطأ |
Tanrının unuttuğu bir kasabada kabus gibi bir otelde sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | هاأنا ذا، عالقٌ ببلدةٍ و فندقها المروّع . حيثُ أنّ كلّ أثاثه بالمكان الخطأ |
- Ben şampuan cehenneminde sıkıştım kaldım | Open Subtitles | على الأقل لديك كرسي أنا عالقة في غسل الشعر بالشامبو |
Hayır, benim, Joey. Bak, 101'de trafikte sıkıştım kaldım ve "The Tonight Show"a yetişebilmemin tek çaresi bir motosiklet. | Open Subtitles | لا انه انا جوى انا عالق هنا فى الطريق 101 |
William, rock ile hard rock arasındaki o ince çizgide sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | ويليام أنا عالق بين صخرة و أخرى بنفس القساوة هذا الصباح |
Sen Alex'i veya sıradaki her kimse sikebiliyorsun. Ama ben sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | كان عليك مضاجعة اليكس واي كان تالياً , وانا عالق |
Kahramanım ile gelecekteki çocuklarımın annesi arasında sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | أنا عالق بين بطلي وبين الأمّ المستقبليّة لـ أبنائي. |
Zar zor ayakta duruyorum ücra bir yerde sıkıştım kaldım, param bitiyor şimdi de bu mu? | Open Subtitles | إني متماسك بالكاد! عالق بالنُزل، أوشك مالي على النفاد والآن هذا؟ |
Zar zor ayakta duruyorum ücra bir yerde sıkıştım kaldım, param bitiyor şimdi de bu mu? | Open Subtitles | إني متماسك بالكاد! عالق بالنُزل، أوشك مالي على النفاد والآن هذا؟ |
Pekala Odie. Anlaşılan sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | حَسناً، أودي،يَبْدو أنني عالق مَعك |
Annemin kredi almasına yardımcı olmak için bankada sıkıştım kaldım | Open Subtitles | -إنّي عالق في مصرف ، أساعد أمّي في الحصول على قرض من المصرفيين الخاصّين بي. |
Bunca zaman sonunda benimle olmaya hazır ve ben San Francisco Havaalanı'nda sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | والذي أخيرًا، بعد كل ذلك الوقت... هو على استعداد ليكون معي وأنا عالق في مطار سان فرانسيسكو. |
Şimdide yıkılmış elektrik hatları takla atmış tırlar, ve şehir merkezinde silah sesi ihbarları olurken danışmada sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | الآن أنا عالق في مكتب الإستعلامات بينما توجد خطوط طاقة ساقطة بالخارج وحادثة انشطرت فيها مقطورة إلى نصفين وبلاغات عن إطلاق نار بوسط المدينة. |
Bak, zaten bu cehenneme sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | أُنظري , أنا بالفعل عالقٌ في حُفرة الجحيم هذه |
Sonra buraya geri döndüm, bir cinayet işlenmişti ve burada sıkıştım kaldım, sonra... | Open Subtitles | .... و رجعتُ لهنا, حيث توجد قضية ...و الآن أنا عالقٌ هنا, و عندها |
Senin aksine, ben buraya sıkıştım kaldım. Gerçek manada. | Open Subtitles | على خلافك، فأنا عالقٌ هنا، حرفيًّا. |
Evet ve sonra annem öldü. Sonra rahibeler beni büyüttü. Onlar da beni terk etti derken bu yolda sıkıştım kaldım çok korkuyorum. | Open Subtitles | ومن ثمّ والدتي ماتت وربتني الراهبات الواتي حببنني والآن أنا عالقة |
Burada trafiğin içinde sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | أنا عالقة في ازدحام المرور هنا |
Masamın altında sıkıştım kaldım. | Open Subtitles | أنا محاصر تحت مكتبي. |