| Evet, ama vasiyetname onayı konusundaki tesadüfler için kurallar oldukça sıkıdır. | Open Subtitles | نعم، ولكن قواعد الطوارئ للوصايا صارمة جدًا |
| Tam olarak değil, gizlilik yasaları çok sıkıdır. | Open Subtitles | ليس تماماً ، قوانين الخصوصية خاصتهم صارمة |
| Disiplin tam ve sıkıdır ancak gaddarlık diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | ... الأنضباط هو امر صارم ولكن ليس هناك وحشية |
| Benim ülkemin ordusunun disiplini gerçekten çok sıkıdır. | Open Subtitles | في بلادي على سبيل المثال الجيش صارم جدا |
| onun da sıkıdır. | Open Subtitles | و لكنه متكتم أيضاً |
| Ayrıca çoğu hastane, günlük telefon konuşmaları konusunda sıkıdır. | Open Subtitles | بالإضافة معظم المؤسسات العقلية صارمين للغاية بخصوص وقت الكلام على الهاتف المسموح يوميا |
| Şimdi, şartlarım çok sıkıdır. | Open Subtitles | الآن, شروطى صارمة |
| Ama biraz sıkıdır. | Open Subtitles | لاكنها صارمة قليلا |
| Çok sıkıdır. | Open Subtitles | إنها صارمة للغايّة. |
| - Sanırım öyle olduğunu düşünüyor. - Biraz sıkıdır. | Open Subtitles | هو يعتقد هذا إنه صارم |
| Connor prosedürleri konusunda çok sıkıdır. - Yakalanırsam... | Open Subtitles | (كونر) صارم جدًّا إزاء إجراءاته، إن كُشِفت... |
| onun da sıkıdır. | Open Subtitles | و لكنه متكتم أيضاً |
| Ayrıca çoğu hastane, günlük telefon konuşmaları konusunda sıkıdır. | Open Subtitles | بالإضافة معظم المؤسسات العقلية صارمين للغاية بخصوص وقت الكلام على الهاتف المسموح يوميا |