"sıkılıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • تمل
        
    • بالملل
        
    • يمل
        
    • تضجر
        
    • سيمل
        
    • سيسأم
        
    Ve saklıyordur çünkü... işi mahvedeceğini ya da senin sıkılıp onu terkedeceğini düşünüyordur... ama o bölüme gelmişsindir ve hala yanındasındır. Open Subtitles والذي ما زالت تخفيه لانها تعتقد بأن هذا الجزء والذي سوف يتفجر إما يجعلك تغادر أو أن تمل لكنك تدخل الى هذا المكان وتبقى هناك
    Bir şeyler bulacaksın. Ben de senden sıkılıp kendimi kapana kısılmış hissedeceğim. Open Subtitles سوف تفكر فى هذة الاشياء وسوف تمل منى
    Yapmamız gereken olduğumuz yerde hareketsiz durmak ve onlar böylece sıkılıp gidecekler. Open Subtitles لا , ماعليك فعله هو ان تقف بثبات شديد و في النهايه سيصابوا بالملل و سيبتعدوا
    sıkılıp sıkılmadığımızı, televizyon isteyip istemediğimizi sormak istemişler. Open Subtitles يستقصون إذا نشعر بالملل ونحتاج للتلفزيون
    Bırak orada bir süre otursun, muhtemelen sıkılıp gider. Open Subtitles فقط اتركة يَجْلسُ هناك لفترة و من المحتمل ان يمل و يرحل
    Siz sıkılıp gidene kadar burada kalabileceğimi düşündüm. Open Subtitles أعتقد أني سأبقى هنا حتى تضجر مني وترحل
    Birimiz kesinlikle diğerinden sıkılıp ilişkiyi bitirecek mi? Open Subtitles أحدنا بالتأكيد سيمل من الآخر ؟ فينهي الأمر ؟
    Çince ona kadar saymayı öğrenecek sonra sıkılıp, yeni rüyası olan arı yetiştiriciliğine geçecek. Open Subtitles ثمّ سيسأم وينتقل إلى حلمه الجديد ليصبح مربي نحّل.
    Cidden? Günün birinde bizden sıkılıp, ortadan kaybolursun, öyle mi? Open Subtitles هل تمل منّا فحسب وترحل ذات يوم ؟
    Başlarda sıkılıp ertelemek istiyorsun, ama bir kere başlayınca düşündüğünden çok daha hızlı yapılabileceğini anlıyorsun. Open Subtitles في البداية تمل ومن ثم تصير تؤجلها لكن متى بدأت ... ت كتشف أن ذلك يحدث أسرع مما تصورت .
    Belki tesisatçıyı oynamaktan sıkılıp, burayı satıp, evlenip, Connecticut'a taşınırsın. Open Subtitles ربما سوف تمل من لعب دور عامل الصيانة وتبيع المنزل وتتزوج وترث (وتنتقل الى (كينتيكت
    Basın sıkılıp bırakacaktır. Open Subtitles الصحافة سوف تمل وتمضي
    Peki. Bayan Longmire sıkılıp fikrini değiştirmeden... tazminat paketini merak eder diye düşünmüştüm. Open Subtitles حسناً , قبل أن تمل السيدة ( لونقمير ) و تغير رأيها
    Demin kadınlar tuvaletinde Stella'yı vurdum. Karen ise sıkılıp eve gitti. Bu çok önemli. Open Subtitles لقد أصبت ستيلا قبل قليل في غرفة السيدات وكارن عادت إلى المنزل لأنها شعرت بالملل.
    - Katil sıkılıp riski artırdı Open Subtitles أصيب القاتل بالملل و زاد من خطورة مهماته
    sıkılıp sıkılmadığımızı, televizyon isteyip istemediğimizi sormak istemişler. Open Subtitles يستقصون إذا نشعر بالملل ونحتاج للتلفزيون
    Geleneksel 'sessiz sinema' oyunumuzu oynarız, sıkılıp da bizden bir hikaye isteyince de sen çıkar gelirsin, elbise ve şapka ile kılık değiştirirsin. Open Subtitles سنلعب لعبة الفوازير التقليدية، وعندما يمل ويطلب قصة، تخرج أنت إلى هنا, وترتدي فستاناً وقبعة،
    Çünkü sıkılıp, mutsuz olduktan sonra bu ilişki bitmiştir demesi sadece an meselesidir. Open Subtitles لأنها مسألة وقتٍ فحسب قبل أن يمل أحد ويصبح غير سعيد ويقول بأن الأمر انتهى
    Siz sıkılıp gidene kadar burada kalabileceğimi düşündüm. Open Subtitles أعتقد أني سأبقى هنا حتى تضجر مني وترحل
    Evde Sponge Bob maratonunu seyrediyor, yani her an sıkılıp gelebilir. Open Subtitles اين (كيني)؟ لديه مرثون اسفنجي في البيت ، سيمل من ذلك ويظهر في أي دقيقه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more