Hiç Sıkıntı yok. Yemek nasıldı? | Open Subtitles | سهل , لا مشاكل على الاطلاق كيف كان الغداء ؟ |
Sürekli "Sıkıntı yok, Sıkıntı yok." | Open Subtitles | جلّ كلامه : " لا مشاكل؛ لا مشاكل" |
Sıkıntı yok. | Open Subtitles | سوف ادفع هذا |
Sıkıntı yok. | Open Subtitles | سوف ادفع هذا |
Tamam, fırsatlardan haberdar olmak istemiyorsan Sıkıntı yok. | Open Subtitles | من حولك في العمل؟ حسناً، أنتي لا تريدي أن تسمعي عن فرص العمل، لا مشكلة |
O konuda bir Sıkıntı yok. Elinizde bir sıkıntı mı vardı? | Open Subtitles | لا مشكلة في هذا ، هل تؤلمك يداكي؟ |
Bak, mükemmel birisi değildim ama aramızda birlikte çözemeyeceğimiz bir Sıkıntı yok. | Open Subtitles | انظري, انا لم اكن الزوج المثالي ولكنه لا يوجد خطب بنا لا نستطيع حله معاً |
İnsanları ve bilimi sevmiyorum doğru ama mal iyiyse ot içmekte Sıkıntı yok. | Open Subtitles | أنا لا أحب الناس او العُلماء ايضاً و لكن لا يوجد خطب بمتعاطي المخدرات |
Talipten yana Sıkıntı yok. Ama bu dişi, seçimini çoktan yapmış. | Open Subtitles | ليس هناك نقص في خطاب الانثى ، ولكنها بالفعل حددت اختيارها |
- Sıkıntı yok. | Open Subtitles | لا مشاكل |
O da sonra "Numaralar, Danny, Sıkıntı yok." dedi sanki. | Open Subtitles | بعدها قال داني لا مشكلة لدي معها |
Sıkıntı yok, Sıkıntı yok. Randy, hazır mısın? | Open Subtitles | لا مشكلة لا مشكلة , راندي جاهز؟ |
Sen ve benim aramızda bir Sıkıntı yok. | Open Subtitles | ، لا مشكلة بيننا ؟ |
İlaçlarla ilgili bir Sıkıntı yok. | Open Subtitles | لا يوجد خطب بالأدوية |
- Evet. - Sıkıntı yok. - Tamam. | Open Subtitles | كلا، لايوجد خطب لا يوجد خطب |
Anlamak için hiçbir Sıkıntı yok. | Open Subtitles | ليس هناك نقص في فهم الأشياء |