Özür dilerim. Bütün bu meseleler canımı sıktı. Yakında herşey iyi son bulacak. | Open Subtitles | آسف ، أشعر بالملل من الأمر كله وكلما انتهينا مبكراً كان ذلك أفضل |
Geçmiş anılara yolculuk olayı sıktı beni. | Open Subtitles | انتى.. هذه الرحله لذاكرتك تشعرنى بالملل. |
Çok mu sıktı? | Open Subtitles | هل هو ضيق أكثر من اللازم؟ |
Dekins bir saniyeliğine kör oldu sonra güldü ve Andy'nin elini sıktı. | Open Subtitles | أغمض ديكنز عينيه لوهلة ثم ضحك و صافح أندى |
Geri çekildi ve bir sprey kutusu çıkardı... ve tam gözlerime sıktı. | Open Subtitles | ثم وصل الي الوراء و اخرج علبة البخّاخ و رش في عيني مباشرة |
Polis ses bombası attı ve kalabalığın üzerine biber gazı sıktı. | Open Subtitles | ألقت الشرطة قنابل صوتيّة و رشّت الغاز المسيل للدموع على الحشد |
Kelepçeler sıktı mı? | Open Subtitles | هل الأغلال ضيقة جداً؟ |
10 saniyede beni sıktı bile. | Open Subtitles | عشر ثاوني , و قد أصابتني بالملل |
Kusura bakmayın, ben sadece... uzun süre bekltmem sizi sıktı. | Open Subtitles | آسفلقدكنتفقط ... شعرت بالملل خارج إرادتك لأنك انتظرت طويلاً |
Şirketim canını o kadar sıktı mı | Open Subtitles | هل تشعرك شركتي بالملل بهذا الشّكل؟ |
Evet, evet. Ama açıkçası biraz sıktı gibi. | Open Subtitles | للصراحه , هذا ضيق بعض الشيء |
Evet, evet. Ama açıkçası biraz sıktı gibi. | Open Subtitles | للصراحه , هذا ضيق بعض الشيء |
Evet,sadace biraz...sıktı.Hepsi bu. | Open Subtitles | أجل، إنهذافقط ... ضيق بعض الشيء. |
Bu sürede, 3 kere elimi sıktı. | TED | وأثناء حديثي معه ، صافح يدي ثلاث مرات . |
Bana doğru geliyordu, elimi sıktı ve dedi ki... | Open Subtitles | وأتى مباشرة إلي صافح يدي، وقال |
D.J kızın gözlerine ip sıktı, ve kız tamamen çılgına dönüp eve gitti. | Open Subtitles | دانيال الصغير رش عليها تلك الخيوط السخيفة على عينيها ومن ثم ارتعبت وذهبت الى المنزل |
Bugün püskürteci bilerek kasığıma sıktı. | Open Subtitles | حسناً، انصتوا لهذا اليوم رشّت عليّ الماء |
Bu smokin çok sıktı. | Open Subtitles | البزّة الرسمية ضيقة جدا |
Mitchell, sıktı şu Broderick'in senden hoşlanma meselesi. Senden hoşlandığı da yokmuş. | Open Subtitles | "ميتشل" لقد تحدثنا كثيرًا عن "برودريك" وعنإعجابهالذيلايملكه... |
Bütün öğlen boyunca sıktı. | Open Subtitles | كان يعصره طوال الظهيرة. |
- Etmedim, kafasına sıktı. | Open Subtitles | لقد وضعت رصاصة في رأسه |
İnfaz edilecekken bir tabanca kapıp kafasına sıktı. | Open Subtitles | وفي طريقه إلى الإعدام أخذ مسدس وأطلق رصاصة على رأسه |
Bir tanesi yeterliyken dört kurşun sıktı. | Open Subtitles | لقد أطلق 4 رصاصات فيما كانت واحدةٌ ستتكفل بالأمر. |
Elimi sıktı! | Open Subtitles | ! شدّ على يدي ! |