Yeter artık Franklin, her şeyi sırf senin için iki kez söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | -تباً يا "فرانكلين" لن اعيد ذلك |
Yeter artık Franklin, her şeyi sırf senin için iki kez söylemek zorunda değilim. | Open Subtitles | -تباً يا "فرانكلين" لن اعيد ذلك |
sırf senin şu şapkanı almak için ta Rockaway'e mi gideceğim? | Open Subtitles | أأتكبد عناء الذهاب إلى روكواي لأنِك تريدين قبعتِك؟ |
sırf senin şu şapkanı almak için ta Rockaway'e mi gideceğim? | Open Subtitles | أأتكبد عناء الذهاب إلى روكواي لأنِك تريدين قبعتِك؟ |
Bilirsin, daha ilk tanıştığımızda, sırf senin iyiliği için sarhoş olma anlayışını göstermeliydim. | Open Subtitles | كما ترين في أول مرة إلتقينا لم أسمح لنفسي أن أسكر.. من أجلك فقط |
Bak, sırf senin için pozisyonumu değiştirmeyi istiyorum. | Open Subtitles | انظر، أنا قادر على تبديل موقعي من أجلك فقط |
Üzerinde çok çalıştı, sırf senin için. | Open Subtitles | لقد إشتغلت من تلقاء نفسها من أجلك فقط |
sırf senin için bir şeyler getirdim yanımda. | Open Subtitles | وجلبته معي من أجلك فقط |
Bileğimdeki şu kırmızı bileklik... sırf senin için çalıyor. | Open Subtitles | " هذه الأساور الحمراء ترن من أجلك فقط " |