| Güneş sistemlerini sırtımıza inşa ettiler ve bir milyon kardeşimizin kanı döküldü ama onların gözünde artık insan bile değiliz. | Open Subtitles | لقد بنوا نظامهم الشمسي على ظهورنا أراقوا دماء الملايين من إخوتنا لكن بالنسبة لهم ، نحن لسنا بشر بعد الآن |
| sırtımıza ve bacaklarımıza ağrı saplanmıştı. | Open Subtitles | لدرجة أن ذلك شكل ألما قاتلا على ظهورنا و سيقاننا |
| Onu biraz pataklayarak sırtımıza hedef tahtasını koymuş oldun. | Open Subtitles | أجل، حسنًا، دفعتُه في كُلّ إتّجاه وضعت هدف على ظهورنا |
| Dışarıdaki bazı çatlaklar bizim savaş suçlusu olduğumuzu düşünüp sırtımıza bir hedef tahtası koyuyorlar. | Open Subtitles | يُمكن ذلك. إنّ هُناك مجانين يعتقدون أننا مُجرمي حربٍ وقد وسموا علامة هدفٍ على ظهورنا. |
| Majesteleri! Geçecekseniz sırtımıza basarak geçin! | Open Subtitles | أيُها الملك أن كان لابُد لك مِن المرور , فنرجوك بِأن تخطو على ظُهورِنا لِكي تمُر |
| - sırtımıza bıçak da saplayamaz. | Open Subtitles | و كذلك لنْ تكون قادرةً على أنْ تغرز سكيناً في ظهورنا |
| sırtımıza nişan alacaksan, olmaz! | Open Subtitles | ليس في حالة إذا كان مُصوب على ظهورنا مُحال أن يحدث ذلك |
| En çok güvendiğimiz adamlar bıçağı sırtımıza saplayacak en iyi konumdaki kişiler oldular. | Open Subtitles | أن الأشخاص الذين وضعنا بهم أعظم درجات ثقتنا يتواجدون في أفضل موضع لوضع السكينة في ظهورنا |
| "sırtımıza otla doldurulmuş çantayı takarız." | Open Subtitles | سوف نحمل على ظهورنا حزم القش الوثيرة |
| Bu yüzden logosu sırtımıza mühürlenmiş durumda. "Damızlık!" "Ölümlük asker!" | Open Subtitles | لهذا شعاره موسوم على ظهورنا "جاريات للإنجاب"، "علف للماشية" |
| Yada belki sırtımıza bir okla işimizi bitirecek. | Open Subtitles | -أو ينتهى الأمر بأسهم فى ظهورنا |
| Bilakis sırtımıza basıp geçmenizi isteriz Majesteleri! | Open Subtitles | نحنُ نُفضل أن تخطو على ظُهورِنا لكي تخطو أيُها الملك |