"sızıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسلل
        
    • التسلل
        
    • تسللت
        
    • اخترق
        
    • نتسلل
        
    • تخترق
        
    • اخترقت
        
    • تتسلل
        
    • للتسلل
        
    • بإختراق
        
    • يتسرب
        
    • إيجاد لوحة التحكم
        
    Bir süre önce, birileri eve sızıp duş alırken benim telefonumla fotoğraflarımı çekmiş sonra da kaza fotoğraflarını silmiş. Open Subtitles حسنٌ، قبل قليل، تسلل شخص ما إلى هنا وإلتقط صور لي في الحمام بواسطة هاتفي وحذف صور الحادث أيضاً
    İttifak bazı dünya dışı üslerimize sızıp naquadria bombaları yerleştirmeyi başarmıştı. Open Subtitles التحالف تمكن من التسلل لقاعدتين لنا خارج الكوكب وزرع قنابل نيكوادريا
    Sana ait olmayan bir şeyi almak konusunda konuşma hakkını kız arkadaşının evine sızıp benim için o yeşil ilacı araklayarak doldurdun. Open Subtitles أنت ليس لديك أي مشكلة في أخذ شيء لم يكن ملكا لك عندما تسللت إلى منزل صديقتك
    Foster sinemanın kamera sistemine sızıp orada olduğunu gösteren görüntüler yerleştirmiş. Open Subtitles اخترق فوستر نظام مراقبة السينما ووضع لقطات له وهو يزور السينما
    Ama yapmayacağız birşey var... o da bir gece pis bir sıçan gibi odasına sızıp onu uykusunda öldürmek. Open Subtitles و لكن هناك شىء واحد لن نفعلة أن نتسلل لغرفتها ليلاً كما لو كنا فئران حقيرة و نقتلها و هى نائمة
    Cesetlerin beynine sızıp anılarına okuyan gizli bir hükümet dairesi için çalışıyoruz. Open Subtitles نحن نعمل لحساب وكالة حكومية سرية التي تخترق أدمغة الجثث وتقوم بقراءة ذكرياتهم
    Bir uyduya sızıp onu termagrofik görüntüleme yapmaya görevlendirdim. Open Subtitles اعتبارًا بمشاكلنا الأخرى فهذه الأجدر بالذكر. اخترقت القمر الاصطناعيّ وطلبت تصويرًا حراريًّا
    Seni bırakırsak, iki gün sonra içeri sızıp hepimizi uykumuzda öldürürsün. Open Subtitles أنت تتسلل بالعودة إلى هنا بعد يومين تقتلنا كلنا ونحن نائمون
    Biri içeri sızıp seni vurursa sakın bize şikayete gelme. Open Subtitles اذا تسلل احدا وقام بضربك فلا تأتي متذمرا لنا
    Senden yukarı çıkıp, o şirkete sızıp, matkabı yok etmeni istiyorum. Open Subtitles اريد ان تكون بالاعلي تسلل الى هذه الشركة وتدمر الحفار
    NSA'nın çok gizli ana sistemine sızıp, ajanların kimliklerini ve C-34 ICBM planlarını çaldı. Open Subtitles و تسلل للجهاز الرئيسي لوكالة الأمن الوطني و سرق هويات للعملاء و مخططات الصواريخ العابرة للقارات
    O günden beri şebekeye sızıp üst düzey isimleri bulmaya çalışıyoruz. Open Subtitles حاولنا التسلل الى العصابة منذ ذلك لمعرفة من هم اللاعبين الرئيسيين.
    Ülkenin en iyi casusu olarak kötülük sendikasının ana merkezine sızıp, gizli kontrol panelini bulup, ölümcül ışını etkisiz hâle getirmelisin. TED كأفضل جاسوس فى بلدك، يجب عليك التسلل إلى مقر نقابة الشر، إيجاد لوحة التحكم السرية، وتعطيل شعاع الموت.
    Ama daha sonra mutfağa sızıp bir kase meyve aldım çünkü sızlanmanızı istemedim biraz portakal, birkaç elma ve biraz dut, böğürtlen. Open Subtitles لكن بعد ذلك تسللت إلى المطبخ وأحضرت لك وعاء من الفواكه لأنني لم أريدك أن تبكي بعضًا من البرتقال والتفاح والتوت
    Yakuza'ya sızıp onu yok etmek için. Open Subtitles لقد تسللت الى (ياكوزا) لكى تقوم بتدميرهم من الداخل
    Bu korsan, bu kodlayıcı; sisteme sızıp sırlarını ifşa ederek internetin herkese açık olmasını sağlama aldı. Open Subtitles هذا المُخترق، هذا المُبرمج، اخترق النظام وكشف أسراره، لضمان أنّ شبكة الإنترنت ستُصبح مُنتدى مفتوح.
    Birinin en güçlü teşkilatlardan birine sızıp daha düne kadar hiç var olmayan bir ajanı oraya eklediğine dair çok çılgınca bir teorim var. Open Subtitles لذا، لديّ هذه النظريّة الجنونيّة أنّ شخصًا ما اخترق أحد أقوى الوكالات في العالم وأكثرها سريّة وأنشأ هويّة موظّف لم يكُن موجودًا حتّى الأمس.
    Harika, yani diğer 2 gemi dikkatlerini çekerken biz arkaya sızıp nükleer bombayı ışınlayacağız. Open Subtitles عظيم , سنستخدم السفينتان الأخري لإجتذاب نيرانهم بينما نتسلل من الخلف ونطلق النووي الكبير عبر أنبوب العادم الخاص بهم
    Yani, senden istenen onların savunmalarına sızıp güç tahakkuku yapman. Open Subtitles إذاً أوامرك هي أن تخترق دفاعاتهم، وتقيّم قوتهم
    CTU'ya kadar sızıp Jamey'yi satın alabilecek bir hücre. Open Subtitles و هى مجموعه قويه لانها اخترقت الوحده و وصلت الى "جيمى"
    Sovyet hapishanesine sızıp, açlıktan ölmek üzere olan muhalifi kurtarmak görevimiz. Open Subtitles مهمّتك هي ان تتسلل الى السجن السوفييتي وتنقذ المعارضين الذين يعانون او
    Şehre sızıp Anayurt Ordusu'na istihbarat toplamak için direk emir aldım. Open Subtitles أنا تحت أوامر مباشرة للتسلل إلي المدينة وجمع التخابرات لأجل الجيش القاري
    Merkez Bankası'nın güvenlik kameralarına sızıp saldırı nereden yapılmış diye baktım. Open Subtitles قمت بإختراق كاميرات مراقبة البنك الإحتياطي الفيدرالي الذي تعرض للهجوم ليلة أمس
    Bazen zevk suyu içeri sızıp başına bela olabiliyor. Open Subtitles تعرفين، لكن أحياناً لعاب الكلب يمكن أن يتسرب إلى هناك ويسبب المشاكل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more