"sızan" - Translation from Turkish to Arabic

    • تسرب
        
    • تسريب
        
    • التسريبات
        
    • التسريب
        
    • إخترق
        
    • يتسرّب
        
    • تنضح من
        
    Bütçe kesintileriyle ilgili sızan haberi gördün mü? Open Subtitles ـ رأيت تسرب التخفيض فى الميزانية على الصحف ـ لقد قرأت الصحف.
    Okyanustan sızan petrol kontrolden çıkıyor ve kurtarma çabaları beyhude kalıyor. Open Subtitles تسرب النفط من المحيطات خرج عن السيطرة و جهود الإنقاذ تبدو بلا جدوى
    Cape Town sızan borulardan suyunun 1/3'ünü kaybediyor. TED تخسر كيب تاون ثلث مياهها بسبب تسريب الأنابيب.
    Ancak insanlık tarihinde bir kez bile sokaklarda sızan borular konusunda sinirli protescular olmadı. TED ولكن في تاريخ البشرية لم يكن هناك شارع من قبل ممتلىء بالمحتجين الغاضبين ويلوحون بلافتات عن تسريب الأنابيب.
    Belki asıl haber, bu aramadır. Flaş bellekler, sızan haberler. Open Subtitles ربما القصة تكمن في الاتصال، محركات أقراص البيانات، التسريبات نفسها
    Pardon ama sızan bilgi için beni mi suçluyorsun? Open Subtitles هل تلقيان باللائمة عليّ على هذا التسريب ؟
    Başka bir yerin bilgisayarına sızan adam değil mi bu? Open Subtitles لقد كان من إخترق القرص الصلب الخاص بعميل آخر؟
    Paket getiren kadın kapının Altından sızan kanı görmüş, Ve bize haber vermiş. Open Subtitles موصّلة طرودٍ رأت الدم يتسرّب من تحت الباب، وبلّغت عنه.
    Exxon Valdez gemisinden sızan ham petrolü temizleme işini. Open Subtitles لتنظيف النفط الخام الذي تسرب من شركة ايكسون فالديز
    İnerken sızan yakıt alev almış olmalı. Open Subtitles لابد وأن تسرب الوقود إشتعل أثناء الهبوط.
    Dışarı sızan propilen oksit, içme suyunu kirletti. Evet doğru. Open Subtitles أكسيد البروبيلين الذي تسرب ولوث مياه الشرب
    Umalım ki sızan yerler kapatılır ve sonunda kuyu kaptılır ve sızıntı bitmiş olur. Open Subtitles لنأمل هذا الغطاء أن يبقى صامداً ويتمكن أخيراً ـ من السيطرة على البئر ومنع تسرب النفط ـ 87 يوم
    Yoksa, aşağıdaki menfur derinliklerden yukarı sızan bir zehir gibi onu zehirlemeye başlayan karanlıktan hemen sonra mı? Open Subtitles أم أنه فقط بعد هذا الظلام بدأت تصيبه مثل تسرب السم من أعماقه الكريهة أدناه؟
    Her gözeneğimden sızan cazibemi mi durdurayım? Open Subtitles أتوقف عن تسريب الجنس من كل فتحة في جسمي؟
    Kahin Beş'e sızan bilgiler nedeniyle birimizden bir açık olduğuna inanıyorlar. Open Subtitles يعتقدون هناك خلد ضمن أي بي أو تسريب المعلومات إلى النبي فيف.
    Başsavcı, Bay Childs'ın sızan ifadesi ile ilgili soruşturmayı yürütmemi istedi. Open Subtitles طلب مني المدعي العام تشكيل لجنة تحقيق للنظر في قضية تسريب شهادة السيد تشايلز
    sızan raporları görüp izini kaybettirdi herhalde? Open Subtitles لديه رياح من تسريب التقرير وتنصتات خارجية؟
    sızan e-postalarda ne okuduğumuz veya birbirimize ne söylediğimiz önemli değil. Open Subtitles لا يهمنا كل ما قمنا بقراءته في التسريبات أو ما قمنا بقوله الليله
    Beyaz Saray'dan sızan bilgiler doğruysa, Başkan'ı bekleyen... Open Subtitles إذا كانت التسريبات من البيت الأبيض صحيحة، يمكن للرئيس
    Ama sızan belgelerle birlikte bu sistem öldü diyebiliriz. Open Subtitles لكن مع هذا التسريب تم القضاء على تلك الشبكة
    Bilgisayarına sızan kimse bulunmak istemiş. Sahi mi? Open Subtitles أيًا كان من إخترق حاسوبكِ أراد أن يعثر عليه
    Gündoğumunu, kıçından sızan kanlarla izleyeceksin. Open Subtitles ستُشاهد شروق الشمس .والدم يتسرّب من مؤخرتك
    Zift çok değerli olduğundan topraktan onunla birlikte sızan daha hafif, ince madde eskiler tarafından tam bir baş belası olarak görülüyor. Open Subtitles بينما البيتومين بالغ الأهمية، فإن المادة الأخف والأدق التي تنضح من الأرض معه تزعج القدماء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more