Bayan Watkins'in aldığı cep telefonun sağlayıcı sistemine ulaştım. | Open Subtitles | لقد قمت بالدخول إلى مزود النظام لهاتف السيدة ويتكنز |
Böylelikle abonelerin veri peketleri Internet hizmet sağlayıcısında durdu çünkü onun YouTube olduğunu sanıyorlardı. Ve hizmet sağlayıcı veri paketlerini açmadan attı çünkü amaç erişimi engellemekti. | TED | ما يعني أن حزم البيانات من المشتركين الذاهبة لليوتيوب توقفت عند مزود الخدمة، حيث أنهم ظنوا أنهم هناك بالفعل. وأوقفهم مقدم الخدمة هناك لأن الفكرة كانت حظره. |
Evet, dört büyük İSS sağlamıyor ama Noor Grup adında küçük bir sağlayıcı var ve en büyük müşterileri de Mısır borsası. | Open Subtitles | ليست من مزودي الخدمة الأربعة الكبار هناك, ولكن هناك مزود صغير للخدمة اسمها مجموعة النور, ومعظم عملائهم هم من البورصة المصرية. |
Sonuçlardan öylesine etkilenmiştim ki, bu ormanları araba yaptığımız, yazılım kodladığımız veya herhangi bir işi yürüttüğümüz gibi ticari bir zekâyla yapmak istedim, bu yüzden yerel doğal ormanları yaratmak için uçtan uca bir servis sağlayıcı olan bir şirket kurdum. | TED | كنت متحمساً حيال هذه النتائج لدرجة أني أردت إنشاء هذه الأحراج بنفس العقلية المتبعة في صناعة السيارات أو إنشاء البرمجيات أو عالم الأعمال الحديث أسستُ شركة وهي مزود خدمات متكاملة لإنشاء هذه الأحراج المحلية الطبيعية. |
Büyük serverları ve workstationları ölçen bir sağlayıcı... | Open Subtitles | مزود للخوادم الضخمة والأجهزة |
Ya servis sağlayıcı? | Open Subtitles | ماذا عن مزود الخدمة |
Ama servis sağlayıcı konumu tesbit etti. | Open Subtitles | ولكن مزود الخدمة أكد الموقع. |
Servis sağlayıcı FlorCom Mobile. | Open Subtitles | مزود الخدمة " هواتف " فلوركوم |