O gece saat yedide çocuk ve babası arasında bir tartışmadan, kavgadan bahsetmediler mi? | Open Subtitles | ألم يشيروا إلى شجار، خلاف بين الرجل العجوزِ وابنه حوالي الساعة السابعة تلك الليلة؟ |
Gelemem. Atıştıracak kadar zamanım var. saat yedide coğrafyam var. | Open Subtitles | . لا يمكنني ، لدي وقت لوجبة سريعة فحسب . لدى درس جغرافيا الساعة السابعة |
Silver Springs kanyonu girişindeki meşe koruluğunda... saat yedide! | Open Subtitles | فى بستان خشب السنديان فى وادى الربيع فى الساعة السابعة |
Beni saat yedi civarı alır mısınız? saat yedide. Tam olarak. | Open Subtitles | تعالى و اصتحبنى اليوم الساعه السابعه _ سأكون فى المعاد _ |
Antika bir araba almak için parayı saat yedide çekecek. | Open Subtitles | سيقوم بأخذ النقود في السابعة صباحًا ليقوم بشراء سيارة كلاسيكية |
-Hayır, saat yedide bitireceğiz. | Open Subtitles | ـ كلا .. إننا ننهى الدرس فى السابعة |
Bir an önce burada olsa iyi olur. Mağazalar saat yedide kapanıyor. | Open Subtitles | من الأفضل أن تأتي الآن لآن المتجر سيغلق الساعة السابعة |
Lütfen, benim çocuklarım saat yedide yatağa girse kendimi et suyuna banar, damda çıplak dans ederdim. | Open Subtitles | بربّكم، لو كان أطفالي ينامون الساعة السابعة لنقعت نفسي بصلصة اللحم ورقصت عارية على السطح |
Yarın sabah saat yedide seni alırım. Kesin. | Open Subtitles | سآتي لآخذك للمطار صباح الغد في الساعة السابعة صباحاُ بالضبط |
Rahibe Rosalia, lütfen affedin. Biliyorum, saat yedide demiştim. | Open Subtitles | الأخت روزاليا, سامحينى, انا اعرف اننى قلت الساعة السابعة |
Kitap yayıncımın, saat yedide evime gelip bir şey söylemediği bir rüya görüyorum. | Open Subtitles | إنّي أحلم. أحلم أنّ وكيلة كتبي تظهر بمنزلي الساعة السابعة صباحاً لكي لا تقل لي شيئاً. |
Yarın saat yedide Başkan talep ettiğimiz duyuruları yapmazsa buradaki 107 kişiyle birlikte, alışveriş merkezinin etrafındaki yüzlerce kişi Soman gazının kurbanı olacak. | Open Subtitles | غداً في تمام الساعة السابعة مساءً إذا لم يعلن الرئيس مطالبنا إلى جانب آلاف المواطنين حول هذا المركز التجاري |
Estate'in oradaki barda saat yedide buluşalım. | Open Subtitles | سألاقيك الساعة السابعة في الحانة التي بالمقاطعة |
Eğer evden gerçekten saat yedide çıkmışsa geçit törenine gelmeden önce tam doksan dakikası vardı. | Open Subtitles | إذا كانت فعلاً تركت منزلها في الساعة السابعة كان لديها 90 دقيقة قبل أن شوهدت للمرة الاولى في المسيرة |
Tamam, saat yedide beni ofisten al, ve bir daha asla Bahar tatilolojisi deme. | Open Subtitles | حسناً,فلتقلني من العيادة في الساعة السابعة ولا تقل عطلة الربيع الجامحة ثانية |
Her ikinizi de yarın erken saatlerde görmek istiyorum. Sabah saat yedide, prova için hazır olun. | Open Subtitles | أريد أن تأتوا إلىَ غداً فى وقت مبكر فى السابعه صباحاً ، و تكنَ مُستعدات للتمرين |
Shekhar'ın treni yarın sabahleyin saat yedide. | Open Subtitles | قطار شيخر يغادر في السابعه صباح الغد |
Dostun teğmen olmuş. saat yedide çıkıyor. | Open Subtitles | صديقك ملازم في شرطة الأخلاقية ينهي عمله في السابعة |
saat yedide eve gelmezsen, Tom'la beraber kaçarım ona göre. | Open Subtitles | إذا لم تحضر لشقتي في السابعة فسأهرب مع توم |
- Seni saat yedide alırım. | Open Subtitles | أنا سأحضر لإصطحابك فى السابعة |
saat yedide çıkıyoruz. Geç kalmayın. Bunu yapmayı dene. | Open Subtitles | سنغادر عند السابعة ، لا تتأخرن إلى اللقاء |
Hareket saat yedide başlayacak. - Çok güzel. - Teşekkür ederim. | Open Subtitles | سيبدأ الصيد الساعة سبعة ، شكرا |
Kahvaltıyı saat yedide odamda yapacağım. | Open Subtitles | سأتناول الافطار في تمام السابعة في غرفتي. |