İki saatten daha kısa bir sürede, halatı hazırlayıp hücreyi temizledik. | Open Subtitles | في أقل من ساعتين، كان الحبل جاهزاً، وتم كنس الزنزانة. |
Nora, hastaneye gitmeliyim, bir saatten daha kısa bir sürede dönebilirim. | Open Subtitles | نورا, يجب أن أذهب الى المستشفى لكن يمكن أن أعود في أقل من الساعة |
Pekala, kim Leonard'ın 24 saatten daha kısa bir sürede Penny'de başarısız olduğunu düşünüyor? | Open Subtitles | حسنا, من شعر أن بيني و لينورد تخاصما؟ في أقل من 24 ساعة؟ |
Yirmi dört saatten daha kısa bir sürede bir bankanın kasasına girmemizi sağlayacak planı nasıl yapacağız? | Open Subtitles | كيف سنتمكن من وضع خطة لاقتحام خزانة بنك في أقل من 24 ساعه ؟ |
Yani bir saatten daha kısa bir sürede hem "beyefendi" hem de "hanımefendi" olarak anlaşılmıştım. | TED | الآن، في أقل من ساعة، نُعت بـ"سيدي" وأيضًا بـ"سيدتي". |
Bu ikili toplumsal cinsiyet sisteminin dışında olmak Cheerios yemek gibi günlük şeyler yaparken bir saatten daha kısa bir sürede hem "hanımefendi" hem de "beyefendi" olarak çağrılmam demek. | TED | ومعنى أن أكون خارج تلك التعريفات أن يطلق علي "سيدي" و"سيدتي" في أقل من ساعة حين أذهب لفعل أشياء روتينية كإحضار الـ(تشيروز). |