Bakın, bebeğini sabıkalı bir çifte vermeye razı olacak harika bir hamile kadın, çantada keklik sayılmaz. | Open Subtitles | أسمعي, إيجاد أمرأة حامل ترغب في إعطاء طفلها لزوجين لديها سجل إجرامي |
Garcia, bölgede yaşıyan şiddet suçundan sabıkalı adamlara bak. | Open Subtitles | غارسيا,إبحثي عن أي رجل بالمنطقة ذو سجل إجرامي عنيف |
- Şoför mü? Bir cenazede, altı arabanın jant kapaklarını çalan bir sabıkalı. | Open Subtitles | شخص مدان سرق ستة أغطية عجلات سيارات أثناء جنازة |
Ağzı motor yağı dolu bir çalıntı mal tüccarı... otomatik silahlar, hepsi sabıkalı bazı Asyalı serseriler... | Open Subtitles | هناك تاجر مسروقات في فمه أنبوب زيت وأسلحة متطورة لدينا سوابق لهؤلاء الفتيان |
Öyle görünüyor ki başka bir sabıkalı ile yasal bir iş yürütüyorsun. | Open Subtitles | يبدو أنك ستنشئ عملاً شرعياً مع مُدان سابق |
Belki de sabıkalı işçilerinden biri geçinmek için çalışmaktan sıkılmıştır. | Open Subtitles | ربما أحد العمال السابقين مل من طريقة عمله |
14 yaşından bu yana sabıkalı. Orada sabıkayla çalışamazsınız. | Open Subtitles | لديه سجل اجرامي منذ عمر 14 سنة لا يستطيع العمل هناك بسجل اجرامي |
Yani orduya girmeden önce sabıkalı olduğunu biliyordunuz. | Open Subtitles | إذاً كنت تعرف أنّه كان لديه سجل جنائي قبل إلتحاقه بالبحرية؟ |
sabıkalı olduğumdan beni işe almak istemeyebilirler. | Open Subtitles | ربما لايريدون توظيفى بسبب كونى سجين سابق |
- Oğlu da sabıkalı. - Çalıntı mal bulundurmaktan. | Open Subtitles | و هذا الإبن لديه سجل إجرامي أيضاً، حيازة ممتلكات مسروقة. |
İpotekli bie ev, boş projeler, yoksulluk anne işsiz, babası sabıkalı. | Open Subtitles | السيناريو المحلي الكلاسيكي . منتزه ريجنت, مخططات، فقر أمه غير موظفة, أباه حصل على سجل إجرامي |
Evet, 21 yaşından büyük ve hayır, sabıkalı değil. | Open Subtitles | في بيئة منزلية آمنة تمامًا وغير ربحية نعم، إنه فوق 21 وكلا، ليس عنده سجل إجرامي. |
sabıkalı bir uyuşturucu satıcısıyla olan iptal edilmemiş önceki evlilikten hiç bahsetmiyorum. | Open Subtitles | ناهيك عن عدم افصاحك حتى الان عن زواجك السابق من تاجر مخدرات مدان |
David Filippini. Hırsızlıktan sabıkalı. | Open Subtitles | دايفيد فيليبيني، مدان باستلام بضاعة مسروقة. |
Bugün doldurduğum tüm başvuru formları sabıkalı olup olmadığımı soruyordu. | Open Subtitles | كل طلب قمت بملأه اليوم سُؤلت فيه ان كُنت مُجرد مدان |
Ne siyah ne de erkek ama fahişelik ve uyuşturucu bulundurmaktan sabıkalı. | Open Subtitles | إنها ليست سوداء أو ذكر, لكن الفتاة لديها سوابق , إغوى, حيازة مخدرات |
Sırrımızı bu ailedeki herhangi birimizin hayatını mahfedebilecek sabıkalı bir velete mi söyledin? | Open Subtitles | حيث تخبرين مراهق له سوابق جنائية يمكن أن يدمّر حياة كل فردٍ من هذه العائلة ؟ |
Başka bir çocuğun daha sorumluluğunu almayın, özellikle sabıkalı birinin. | Open Subtitles | وذلك بأن لا تعتني بطفل آخر خاصة وأنه مُدان |
Çoğumuz eski mahkumlarız, bazılarımız sabıkalı katil. | Open Subtitles | معظمنا سجناء سابقون وبعض منّا مُدان بالقتل |
Böylece maktulün sabıkalı biri olduğunu anlayabildim. | Open Subtitles | ما سمح لي لتضييق الضحايا ل الحالي والمدانين السابقين. |
Kaç tane sabıkalı kremalı kurabiye yapar? | Open Subtitles | انظروا إلى هؤلاء. كم سلبيات السابقين ينتهي الأمر جعل نفث كريم؟ |
Peki sabıkalı tecavüzcülerden ne haber? | Open Subtitles | ماذا عن الناس الذين يمتلكون سجل جنائي فيه اعتداء جنسي |
Sanırım binada bir sabıkalı olmasından pek memnun değiller. | Open Subtitles | لن يشعروا بالراحة مع سجين سابق بالمبني |
Bu o kadar rezil bir iddia ki... savunmanın bu iddiayı kanıtlamak için getirdiği tek tanık... bir sabıkalı. | Open Subtitles | إنها فكرة مرفوضة لدرجة أن شاهد الدفاع الوحيد الذي ددعمها كان مجرما محكوما |