Ayrıca, sadece babam değil, kimse bilmese iyi olur. | Open Subtitles | في الواقع، ليس أبي فقط. أرغب ألا تذكرا الأمر لأي أحد |
Ailen nerede yaşıyor? sadece babam var. Annem, beni kaçırmalarından önce ölmüştü. | Open Subtitles | أبي فقط أمي تُوفيت قبل أن يأخذوني بعيداً |
O artık sadece babam. Büyütülecek bir şey yok. | Open Subtitles | إنه أبي فقط الآن لا شيء يدعو للإهتياج |
Ama artık konu sadece babam değil. Bu çok garip olurdu. | Open Subtitles | انها ليست عن والدي فقط والا سيبدو الامر غريب |
sadece babam değil, biliyorsun, bir canavar, ama kafayı sıyırmış. | Open Subtitles | آجل ، لذا أنه ليس والدي فقط أنت تعلم ، وحش ، لكنه مختل عقلياً |
General Vasilly Topov benim sadece babam değil aynı zamanda yoldaşım ve önderimdi. | Open Subtitles | "الجنرال "فاسيلي توبوف لم يكن والدي فقط بل كان زميلا لي ايضا فقد كان رئيسي في الكفاح |
sadece babam ve kardeşim gerçeği göremiyorlar. | Open Subtitles | فقط... أبي و أختي لا يريان ذلك حقاً |
sadece babam buraya ayakkabılarıyla basar. | Open Subtitles | أبي فقط هو من يبقي هنا مرتديا حذاؤه |
Bu ev sadece babam ve benle çok ıssız oluyor. | Open Subtitles | المنزل يصبح موحشاً بوجودي مع والدي فقط |
Bu ev sadece babam ve benle çok ıssız oluyor. | Open Subtitles | المنزل يصبح موحشاً بوجودي مع والدي فقط |
sadece babam... | Open Subtitles | فقط أبي يمكنه - صفحت عنكِ - |
sadece babam. | Open Subtitles | فقط أبي |