"sadece bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيء واحد فقط
        
    • شئ واحد
        
    • شيئا واحدا
        
    • شيئاً واحداً
        
    • شيئاً وحسب
        
    • فقط شئ
        
    • أنه عنصر واحد فقط
        
    • بشيء واحد
        
    • شيءٌ واحد
        
    Madem öyle, bilmem gereken bir şey söyle. Sadece bir şey. Open Subtitles اخبرني بشيء واحد فقط يجب ان اعلمه عنك، شيء واحد فقط
    Sadece bir şey istedi: 2 sağlıklı sperm balinasından oluşan bir hediye? TED سوى شيء واحد فقط هدية عبارة عن حوتان عنبر صحيان
    Sadece bir şey açık ki; kim olduğunu, nereden gelip nere ye gittiğini bilmeksizin, beni yaşamınızdan söküp atamazsınız yeniden. Open Subtitles شئ واحد واضح لن تدخلي حياتي وتخرجي ثانية بدون معرفة من أنتِ ، و من أين قادمة ، أو لأين ذاهبة
    Sadece bir şey yapabilirim... Open Subtitles لا يسعني إلا شيئا واحدا
    Dijital bir uğur böceği yaptım ve gerçek bir uğur böceğinden Sadece bir şey yapmayı öğrenmeye çabaladım: yiyecek aramayı. TED قمت ببناء خنفسةٍ رقمية وحاولت التعلُم من خنفساءٍ حقيقية، فقط لأفعل شيئاً واحداً: البحث عن الطعام.
    - Sadece bir şey söyleyebilir miyim? Open Subtitles أيمكنني أن أقول شيئاً وحسب ؟
    Size Sadece bir şey diyeceğim: hemen saklanın. Open Subtitles أريد ان أقول لك شيء واحد فقط اختبئي فورا
    Sadece ve Sadece bir şey umurumda. Open Subtitles انا أهتم بشي واحد فقط. شيء واحد فقط لاغير
    Sadece bir şey yapmak istedim böylece onun yükünü biraz azaltacaktık. Open Subtitles لقد أردت أن أعمل عملاً واحداً حتى يكون لديها شيء واحد فقط ليس عليها أن تهتم به
    Buraya sadece ve Sadece bir şey için geldik...altın. Open Subtitles جئنا مِنْ أجل شيءٍ واحد شيء واحد فقط و هو الذهب
    Yapılacaklar listesi hazırlamanı istiyorum ama her seferinde Sadece bir şey yazacaksın. Open Subtitles ولكن مع شيء واحد فقط عليها في وقت واحد ليس لدي أي شيء يمكنني القيام به
    Pekala, Karen, Senin hakkında bilmek istediğim Sadece bir şey daha var. Open Subtitles حسناً كارن، اريد معرفة شئ واحد إضافي عنك
    Oturma odasına bir şey, Sadece bir şey koymak istedim ama izin vermiyor. Open Subtitles أريد وضع شئ واحد ، شئ واحد فى غرفة المعيشة ، ولم يسمح لي بذلك
    Yapabileceğimiz Sadece bir şey var o da buradan biraz onurumuzla gitmek. Open Subtitles ‫لا يبقي إلا شئ واحد ‫فقط يمكننا فعله ‫و هو الخروج من هنا مع ‫بعض الكرامة
    Sadece bir şey için dua ediyorum. Open Subtitles كنت أطلب فقط شيئا واحدا.
    Sana söylüyorum de la Vega, kadınlar Sadece bir şey isterim der ama asıl istedikleri hep başka bir şeydir. Open Subtitles أنا أخبرك يا دي لا فيغا النساء لا تريد شيئاً واحداً ولكن ما يريدون هو كل شيء آخر
    Sadece bir şey unutmuşum. Open Subtitles لقد نسيت شيئاً وحسب
    Sadece bir şey daha söyleyeceğim. Sana yazdığım mektup. Onu yırtıp atabilir misin? Open Subtitles فقط شئ آخير , الرسالة التي أرسلتها لكِ هلاّ مزقتها ؟
    Sadece bir şey. Open Subtitles أنه عنصر واحد فقط
    Başa geçtiği gün Sadece bir şey yapması için ona meydan okundu. TED وفي اليوم الذي تقلدت به المنصب تم تحديها: في القيام بشيء واحد.
    Sadece bir şey farklı olsaydı o ayakkabı bağı çözülmeseydi o kamyon daha önce geçseydi ya da o paket hazır olsaydı çünkü kız erkek arkadaşından ayrılmamış olsaydı ya da o adam saatini kurup beş dakika önce kalksaydı ya da o taksi şoförü kahve molası vermeseydi ya da kadın mantosunu unutmasaydı ve bir önceki taksiye binseydi Daisy ve arkadaşı karşıdan karşıya geçerken taksi de onları geçip gidecekti. Open Subtitles ولو فقط شيءٌ واحد حدث بشكلٍ مختلف إذا لم يُقطع رباط الحذاء أو شاحنة التوصيل تلك تحرّكت مبكّرة بلحظات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more