Doğduğunda ise her yeni gün sadece bizim için yaratılmış gibiydi. | Open Subtitles | عندما تشرق، كانت تقريباً مثل... مثل كُلّ يوم جديد كَانَه خَلقَ فقط لنا. |
Bunlara tüm insanlar inanıyor ve bunları korumak hepimizin görevi ve bunlar açık ve özgür Interneti seven insanların meselesi. Gelecek nesillerin de Interneti kullanabilmesi bizim bu özgürlüğü korumamıza bağlı ve bir şeyleri değiştirmezsek bir şeyleri değiştirmek için hareket etmezsek Interneti kaybedeceğiz ve büyük bir kayıp olacak. Interneti güven altında tutmalıyız sadece bizim için değil tüm dünya için. | TED | هذه أشياء يؤمن بها جميع الناس و مسؤليتنا جميعًا أن نحميها و مسؤلية الأشخاص الذين أستمتعوا بإنترنت مفتوح و مجاني إنها مسؤليتنا لنحافظ على هذه الحرية للجيل القادم حتى يستمتع بها وإذا لم نغير الأشياء إذا لم نقف لإحداث التغيرات التي نحتاجها للحفاظ على إنترنت آمن ليس فقط لأجلنا لكن للجميع سنخسر ذلك وستكون خسارة كبيرة ليس فقط لنا لكن للعالم. |
Burada sadece bizim için çalan bir keman orkestrası varmış gibi davranırız. | Open Subtitles | يمكننا تخيل فرقة كبيرة من عازفي الكمان يعزفون لنا فقط ونحن نرقص |
- sadece bizim için öldü. - Yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | لقد كان كذلك بالنسبه لنا فقط هل هناك أى شئ يمكننى عمله؟ |
Henry kendinde değil, ve bu kadın hayatı daha katlanılmaz kılıyor, sadece bizim için değil tüm Fransa için. | Open Subtitles | هنرى ليس هنري.. وهذه المرأة تجعل الحياة لا تطاق ليس فقط من أجلنا ، بل من أجل فرنسا كذلك. |
Düğün sadece bizim için değil, ailemiz için de önemli. | Open Subtitles | الزواج ليس فقط من أجلنا أنه للعائلات |
sadece bizim için de çok önemli, tamam mı? | Open Subtitles | إنها موضوع ذو أهمية لنا فحسب, حسناً؟ |
sadece bizim için. | Open Subtitles | فقط لنا |
sadece bizim için. | Open Subtitles | فقط لنا |
Bu ilacı belki bir mucize olması amacıyla getirdim. sadece bizim için. | Open Subtitles | أعدت هذا العقار, إنه يؤدي إلى نتائج مذهله, إنه لنا فقط |
Bu biraz korkutucu olabilir, sadece bizim için değil, ...geri de bıraktığımız insanlar için de. | Open Subtitles | ذلك قد يكون مخيف قليلا, ليس لنا فقط, لكن للناس الذين نتركهم خلفنا |
Ama o zaman kadar, parti sadece bizim için olacak. | Open Subtitles | ولكن حالياً, الحفلة ستكون حصرياً لنا فقط. |
Bakın, yanlış kişiye güvenersek, sadece bizim için değil bütün ülke için artık biter. | Open Subtitles | انظر ، إذا وثقنا بالشخص الخاطيء فسينتهي ذلك الأمر ليس بالنسبة لنا فقط ، بل بالنسبة للبلاد بأكملها |
sadece bizim için yaşıyor. | Open Subtitles | إنه يعيش فقط من أجلنا |
sadece bizim için değil. | Open Subtitles | وليسَ فقط من أجلنا |
sadece bizim için, gerçekten. | Open Subtitles | أنه فقط من أجلنا, حقاً. |
Bu sadece bizim için değil. | Open Subtitles | ليس فقط من أجلنا |
Ben sadece bizim için farklı bir şey istiyorum. | Open Subtitles | أريد شيء مختلف لنا فحسب |