| Onlar parasını verdi ama Sadece bu yüzden yapmadım. | Open Subtitles | إنهم يدفعون لى ولكن ليس هذا هو السبب الوحيد الذى يجعلنى أقيمها |
| Sadece bu yüzden kaldım, sana yardım etmek için. | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد لبقائي هنا من اجل ان اساعدك |
| Ona Sadece bu yüzden bağlı olduğunu farkettim bu yüzden de kaçtım. | Open Subtitles | ادركت ان هذا هو السبب الوحيد الذي جعلني أُعجب به لذا تخلصت منه |
| Sadece bu yüzden size iletmek istedim. | Open Subtitles | هذا السبب الوحيد أنني أقدمه لك |
| Sadece bu yüzden kalırdım aslında. | Open Subtitles | هذا السبب الوحيد الذي يبقيني |
| Sadece bu yüzden mi geldiniz? | Open Subtitles | هذا السبب الوحيد لزيارتك ؟ |
| Sadece bu yüzden burdayız. | Open Subtitles | لقد أتينا لهذا السبب فقط |
| Sadece bu yüzden mi istedin? | Open Subtitles | هل هذا هو السبب الوحيد لرغبتك به ؟ |
| Sadece bu yüzden buradayım. | Open Subtitles | هذا هو السبب الوحيد لوجودي هنا |
| Sadece bu yüzden bile ölmesi gerek. | Open Subtitles | لهذا السبب فقط يتحتّم موته. |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 