Ama sadece iş mi? Toplumlar bu kabilelerde kurulur, önemli şeyler bu kabilelerde meydana gelir. | TED | لكنه ليس عمل فقط. أنه بين هذه القبائل تُبنى المجتمعات، وهي أشياء مهمة تحدث. |
Yine de, masraf hesabı sadece iş amaçlıdır. | Open Subtitles | رغم ذلك حساب المصاريف مخصص لغرض العمل فقط. |
Bunun "sadece iş" olduğunu farketsen iyi olur. | Open Subtitles | لا. ولكن سيكون لطيف إذا أنت تدركى أنه فقط عمل. |
Senin buraya sadece iş yapmaya geliyor olmanı düşünmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكرهه التفكير بأن الأمر مجرد عمل بالنسبه لك بمجيئك هنا |
sadece iş. | Open Subtitles | لا تأخذها بطريقة شخصية انه مجرد عمل فحسب |
Haydi Stan, bu sadece iş. Geceyarısı gitmiş olacak. | Open Subtitles | هيّا يا (ستان)، إنّه مجرّد عمل سيغادر فى منتصف الليل |
sadece iş bu.. hadi ama | Open Subtitles | بلاد , إنه عمل فقط للشركة الهندية الهولندية الغربية بمقايضة العبيد |
İnsanlarla basketbol oynadım, bir şeyler içmeye çıktım hatta yemeğe bile gittik ama sadece iş arkadaşlarımdı onlar. | Open Subtitles | أناس ألعب معهم لعبة الأسهم وشرب البيرة أو حتى تناول العشاء معهم لكنهم كانوا زملاء عمل فقط |
Şayet bunu yaparsam, bunun sadece iş ilişkisi olduğunu kafana sokmalısın. | Open Subtitles | اذا قمت بهذا، فعليك ان تدرك شيئاً هذه ، بصرامة، علاقة عمل فقط |
Bundan böyle, aramızda kesinkes sadece iş olacak. | Open Subtitles | منذ الآن و صاعداً ، هناك العمل فقط بيني و بينك |
Geçen gün sizinle Mark Whitacre'nin evinde hangi hatların dinleneceğine dair konuşmuştuk ve sadece iş hattının dinlenmesine karar vermiştik ve sadece öyle oluyor, değil mi? | Open Subtitles | كنت أتحدث اليكم منذ يومين حول اي من الخطوط الهاتفية ستراقبون في منزل مارك وايتكر وقد اتفقنا انه سيكون خط العمل فقط |
Ama şunu aklınızdan çıkarmayın, sadece iş için konuşacağız. | Open Subtitles | لكن تذكرا هذا من أجل مصلحة العمل فقط |
Tripp, hiçbir şey kişisel değil. sadece iş. | Open Subtitles | تريب , لا شيء من هذا شخصي فقط عمل |
İnsanlar, "bu sadece iş, kişiselleştirme" diyorlar. | Open Subtitles | الناس تقول"إنه فقط عمل"لا "تأخذ الأمر بصورة شخصية" |
Hayır. sadece iş bu. | Open Subtitles | طبعا لا , فقط عمل |
Evet, ama biliyorsun, bu sadece iş değil,mike. | Open Subtitles | نعم ، ولكن كما تعلم يا مايك ، هذا ليست مجرد عمل |
Bunu kişisel bir şey olarak algılamayın, sadece iş. | Open Subtitles | لا تأخذوا هذا على محمل شخصي إنه مجرد عمل |
Artık onu görmüyorum. sadece iş için. | Open Subtitles | لم أعد أراها بعد الآن هذا عمل فحسب |
Piper, bu sadece iş gezisi. | Open Subtitles | بايبر، إنها رحلة عمل فحسب |
Ah. sadece iş. | Open Subtitles | هكذا إذن، مجرّد عمل |
Tosbağalar... Bu sadece iş değil. | Open Subtitles | أيها السلاحف هذه ليست مجرد وظيفة بل مغامرة |
Kim olduğumu düşündüğünüzü bilmiyorum ama size yemin ederim ki burada sadece iş için bulunuyorum. | Open Subtitles | لا ادري من تعتقدني، لكن... أقسم لك، أنا هنا للعمل فحسب |
"Ama sadece iş konuşacağız. | Open Subtitles | لكن سنتحدث بالعمل فحسب |
Tatlım bak, bu sadece iş. Benim sikişe ihtiyacım bile yok. | Open Subtitles | عزيزي، هذا محض عمل لم أحتج المضاجعة حتى |
Alınma Tully. Bu sadece iş. | Open Subtitles | لاشيء شخصي كيلي فقط أعمال |
Nasıl olacağına dair konuşmak istiyorum, sadece iş değil, kâr amacı gütmeyen alanlarda, okullarda, hatta devletlerde. | TED | أُريد أن أتحدث عن كيفية عمل ذلك ، ليس فقط في العمل ، لكن في الأعمال المجانية والمدارس وحتى الحكومات . |
Bu sadece iş. Sen ve menajerin arasında. | Open Subtitles | إنه عمل بحت بينك وبين مدير أعمالك |
- Ne? sadece iş mi? Eğlence yok mu? | Open Subtitles | -ماذا، أسيكون هذا كله عمل من دون مرح؟ |
Şikayet etmek yok. Dramaya yer yok. sadece iş. | Open Subtitles | لا عنف ، ولا مآسي ، الأعمال فحسب |