Ama buna göre baba, karanlık sadece karanlık değil, belki de bir tözmüş. | Open Subtitles | لكن طبقاً لهذا يا أبي ربما الظلمة ليست فقط ظلام لكن مثل... لكن مثل الشيء |
Siyah sadece karanlık ve boğulma değil. | Open Subtitles | أسود ليس فقط ظلام والاختناق |
Hayır. sadece karanlık vardı. | Open Subtitles | لاشيء , فقط الظلام |
Ben sadece karanlık görüyorum. | Open Subtitles | أني أرى فقط الظلام. |
Yani burası olağanüstü aktif bir bölge. sadece karanlık kasvetli bir yer değil. | TED | لذلك فهي منطقة نشطة بطريقة غير أعتيادية فهي ليست مجرد ظلام. فهي منطقة حيوية جداً. |
Işığın doğumundan çok önce sadece karanlık vardı. | Open Subtitles | "منذ قديم الأزل وقبل ظهور النور، كان هناك ظُلمة" |
sadece karanlık, sadece karanlık.. | Open Subtitles | "فقط ظلام، فقط ظلام" |
sadece karanlık, sadece karanlık.. | Open Subtitles | "فقط ظلام، فقط ظلام" |
sadece karanlık. | Open Subtitles | فقط ظلام... |
Geriye sadece karanlık kalır. | Open Subtitles | هناك فقط الظلام |
Orada bir şey yok. sadece karanlık. | Open Subtitles | لا يوجد شئ ، مجرد ظلام |
sadece karanlık. | Open Subtitles | مجرد ظلام |
sadece karanlık. | Open Subtitles | مجرد ظلام |
Başlangıçta sadece karanlık vardı. | Open Subtitles | في البدء كانت ظُلمة |