"sadece tek bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • واحد فقط
        
    • واحداً فقط
        
    • واحدة فحسب
        
    • واحدة فقط
        
    • واحد فحسب
        
    • واحد وحسب
        
    • واحدًا فقط
        
    • هناك فقط واحد
        
    • فقط رجل واحد
        
    Bunun yerine, geriye dönüp baktığında farklı şekilde yapmış olmayı dilediği sadece tek bir şey olduğunu ifade etmiştir. Open Subtitles بدلا من ذلك نظر للوراء ، كان هناك شيء واحد فقط قبل كل شيء تمنّى بأنّه يفعله بشكل مختلف
    Afrika'da sadece tek bir balık kartalı türü olduğundan, rakipleri de yoktur. Open Subtitles هناك نوع واحد فقط من عقاب السمك بأفريقيا ليس له خصوم صريحة
    Bu bir seçim değildi yapmak zorundaydık, çünkü sonuçta, sadece tek bir esasa hizmet edebiliriz. TED يجب ألا يكون هذا خيارًا علينا اتخاذه، لأنه في نهاية المطاف، يمكننا أن نخدم سيداً واحداً فقط.
    Ona bakacak doğru insanları buluncaya kadar sadece tek bir gece. Open Subtitles ...ـ أين تلك الـ ـ إنها ليلة واحدة فحسب حتى نجد الأشخاص المناسبين ليعتنوا به
    Kılıcından vazgeçen bir savaşçı.. ..sadece tek bir şekilde yorumlanabilir. Open Subtitles المحارب الذي يتخلص من سيفه يمكن وصفه بطريقة واحدة فقط
    sadece tek bir şeyi düşünüyordu... kaçmayı. Open Subtitles كان يفكر بشيء واحد فحسب.. وهو الرحيل عن الحياة.
    Bildiğimiz şekliyle Zaman, sadece tek bir yönde algıladığımız bir boyuttur. Open Subtitles الوقت كما نعرفه، بُعد من الأبعاد نمارسه في إتجاه واحد فقط.
    sadece tek bir adamsın. Tek bir adam dünyayı değiştiremez. Open Subtitles أنت رجل واحد فقط رجل واحد لا يمكنه تغيير العالم
    Dünyada istediğim sadece tek bir şey var ve onlar bana bunu verecekler. Open Subtitles يوجد شيء واحد فقط في هذا العالم أريده و همْ سوف يعطوني إياه
    Kargo bilgisine göre, gemiden sadece tek bir şey indi. Open Subtitles وفقاً للبضاعة الظاهرة شيئ واحد فقط قد خرج من السفينة
    Bu anne, baba ve evlatların orada olmasının sadece tek bir sebebi var: Özgürlüklerinin bedelini ödeyemiyorlar. TED هؤلاء الأمهات والآباء والأبناء والبنات، يتواجدون هناك لسبب واحد، سبب واحد فقط: هم عاجزون عن دفع ثمن حريتهم.
    sadece tek bir şey yanlış gidiyor, yüz tane şey doğru gidiyor. Open Subtitles شىءً واحداً فقط لم يكن على مايرام, يقابله مئات الأشياء الأخرى التى تمت بطريقة صحيحة.
    Benim vücudumda, bence sadece tek bir kadını etkileyebilirsin. Open Subtitles مع جسدي, أعتقد أنك ستجذب نوعاً واحداً فقط
    Ofiste elinizde bir dergi tutarak yürürseniz o dergi sadece ama sadece tek bir şey söyler. Open Subtitles اقصد ، أنك تمشي الى مكتبك حاملاً مجلّه وتلك المجله تقول شيئاً واحدا وشيء واحداً فقط
    Ama biz sadece tek bir hayat kurtarmıyoruz. Open Subtitles ولكننا لا ننقذ حياة واحدة فحسب
    Belki de sadece tek bir hücre kurtuldu. Open Subtitles ربما نجت خلية واحدة فحسب
    sadece tek bir annesi var. Open Subtitles إنه لديه أم واحدة فحسب
    Bu tüm şirketleri dünyada başarılı kılan bir şey var ortak bir noktada buluştukları sadece tek bir şey: Hiçbirisi tek bir kişi tarafından başlatılmadı. TED هناك صفة واحدة فقط مشتركة بين كل الشركات العالمية الناجحة، أمر واحد فقط: لم تنشأ شركة بمجهود شخص واحد فقط.
    Son yansım bu, bu da insanlığın büyük problemlerini çözecek alet. O da teknoloji. Para değil. sadece tek bir şey -- o da odaklanmış ve hırslı bir insan aklı. TED وهذه هي شريحتي النهائية لكي نحل تحديات الانسان الكبيرة .. لايتوجب علينا الاعتماد على التكنولجيا او المال . .. انما على شيء واحد فحسب شغف والتزام العقل البشري
    Bu şekilde ifade edince, geriye sadece tek bir seçenek kalıyordu. Open Subtitles وطرحاً للأمر بهذه الطريقة، لا يوجد سوى خيارٌ واحد وحسب
    Ondan sonra sadece tek bir iddiam oldu. Open Subtitles بعدها كان لدي تحديًا واحدًا، تحديًا واحدًا فقط لا غير
    Sonunda, sadece tek bir kişi kalabilir. Open Subtitles في النهاية يمكن أَن يكون هناك فقط واحد
    sadece tek bir adam olsaydı, eminim onu engelleyecek bir şeyler yapılırdı. Open Subtitles لو كان فقط رجل واحد أنا متأكد أنه كان هناك ما يوقفه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more