"sadece yüzde" - Translation from Turkish to Arabic

    • المئة فقط
        
    • بالمئة من
        
    • بالمائة فقط
        
    • ٪ من
        
    • في المائة فقط
        
    • فقط من
        
    • المئة من
        
    • بالمئة فقط
        
    Şu anda bu bölgede ormanların sadece... ...yüzde beşi dokunulmaz kaldı. TED الآن هذه المنطقة، فقد خمسة في المئة فقط غاباته ترك سليمة. خمسة في المئة.
    Geçen sene A.B.D. 'de yüz elli iki milyon telefon atıldı, sadece yüzde 11'i geri dönüştürüldü. TED مئة و اثنان و خمسون هاتف رمي السنة الماضية في الولايات المتحدة 11 في المئة فقط اعيد تدويره
    Bugün ben burada dururken okyanusların sadece yüzde 2,2'si korunuyor. TED بينما أقف هنا اليوم، 2,2 في المئة فقط من المحيط في مأمن.
    Kararların sadece yüzde 12'si bir saat içinde veya daha fazla süre içinde alındı. TED حوالي 12 بالمئة من القرارات فقط يقومون بها في ساعة او اكثر
    Finlandiya'nın PISA sonuçlarına göre çok iyi olduğunu gördünüz, ama Finlandiya'yı bu kadar etkileyici yapan şey öğrenciler arası performans farkının sadece yüzde beşinin okullardan kaynaklanıyor olması. TED رأيتم النتائج الجيدة لفنلندا حسب برنامج بيسا لكن الشيء الذي يجعل فنلندا مدهشة للغاية هو أن 5 بالمائة فقط من التفاوت في الكفاءات بين الطلاب يعود للمدارس.
    Ama sonra Amerikalıların sadece yüzde dördünün huzur evlerinde yaşadığını öğrendim. Bu yüzdeler daha da düşüyor. TED لكن علمت أن أربعة في المائة فقط من الأمريكيين كبار السن، يعيشون في دور الرعاية، والنسبة تنخفض عما سبق.
    Geri kalanımızsa, sadece yüzde 54'üne. TED البقية الباقية منا، نمثل نسبة 54 في المئة من الدقة.
    Yerel televizyon haberleri gittikçe büyüyor, ve ne yazık ki sadece yüzde 12'si uluslararası haberlere ayrılmış. TED التلفزيون المحلى يلوح بقوة، ولكنه للأسف يخصص 12 بالمئة فقط من تغطيته للأخبار الدولية.
    Kârın sadece yüzde seksenine bana arka çıktığınız için teşekkür ederim, Bay Darcy. Open Subtitles مهلا، وذلك بفضل لدعم لي ل 80 في المئة فقط من الأرباح، والسيد دارسي.
    Ama yine de bölgenin sadece yüzde 10'unu oluşturuyorlar. Open Subtitles ومع ذلك فهم يمثلون عشرة المئة فقط من دائرتك
    Nüfusun sadece yüzde üçünün, diğer herkesin pahasına Open Subtitles من الظلم ألا ينجح سوى 3 بالمئة من السكان ، 3 في المئة فقط
    Pankreas kanseri kanser ölümleri üçüncü seviyeye geldi. Hastaların sadece yüzde sekizi beş yıldan fazla yaşayabilecek. TED أصبح السبب الثالث من الوفيات الناجمة عن السرطان، وثمانية في المئة فقط من المرضى سيبقون على قيد الحياة لأكثرمن خمسة أعوام.
    Dünya ısındıkça, eğer arktik buzullarda hapsedilmiş karbonun sadece yüzde 3'ü ortaya çıkarsa kontrolden çıkmış küresel ısınmayı engelleyebilmek için önümüzdeki 40 yıl içerisinde yapmamız gereken bütün karbon tasarruflarını sıfırlayacaktır. TED لو أن ثلاثة في المئة فقط من الكربون المنحبس في التربة القطبية المصقعة، ينبعث نتيجة ارتفاع حرارة العالم ، فسيعادل ذلك كلّ ما علينا منع انبعاثه من كربون للأربعين سنة القادمة لمنع حدوث تغير مناخي.
    Bulgulara göre iş başarısınız sadece yüzde 25'i I.Q.ya göre tahmin ediliyor. İş başarısının yüzde 75'ini ise iyimserlik seviyeniz, sosyal desteğiniz ve stresi tehdit yerine bir mücadele olarak görebilme yeteneğiniz belirliyor. TED ما وجدناه أن 25 في المئة فقط من النجاح في العمل يمكن التنبؤ به من معدل الذكاء 75 في المئة من النجاح في العمل يتنأ به من مستويات تفاؤلك, ودعمك الاجتماعي وقابليتك على النظر إلى الإجهاد على أنه تحدي أكثر من كونه تهديد
    Örneğin aklanmalarla ilgili bir araştırmada yetişkinlerin sadece yüzde sekizi, gençlerin ise yüzde 42'si yalan itirafta bulundu. TED في إحدى دراسات التبرئات، على سبيل المثال، اعترف ثمانية بالمئة من البالغين كذبًا، بينما فعل ذلك 42 بالمئة من اليافعين.
    Ama GlaxoSmithKline ilaçların yüzde doksanının, insanların sadece yüzde 30 - 50'lik bir kısmında işe yaradığını tahmin ediyor. TED ولكن قدّرت شركة جلاكسو سميث كلاين أن 90 بالمئة من الأدوية لها مفعولٌ على 30 -50 بالمئة من الأشخاص
    Dünya petrol rezervinin sadece yüzde ikisine sahibiz. yüzde 65'i İran Körfezi'nde bulunuyor. TED لدينا فقط اثنان بالمئة من احتياطيات النفط بالعالم 65 بالمئة منها في الخليج العربي
    Çünkü bu sadistik davranış, ve psikiyatristler biliyorlar, Amerika'nın sadece yüzde biri sadist. TED فهذا سلوك سادي، ونحن على يقين، علم النفس على يقين، أن 1 بالمائة فقط من الأمريكيين يتسمون بالسادية.
    Sadece kadınlara sütyen satarak piyasanın sadece yüzde ellisini kontrol ediyoruz. Open Subtitles أتدريان، بيع حمّالات الصدر للنساء فقط، يجعلنا نستغل خمسين بالمائة فقط من السوق.
    Fakat bu kayıplar sadece yüzde 5'i kapsıyordu. Şimdi. Open Subtitles لكن تلك الخسائر سيتم إحتوائها لتصل إلى خمسة بالمائة فقط
    Çabalarımıza rağmen kullandığımız bütün plastiğin sadece yüzde dokuzu geri dönüştürülüyor. TED ورغم أننا نبذل قصارى جهدنا، فإن 9 في المائة فقط من كل البلاستيك الذي نستخدمه يُعاد تدويره.
    Tek fark artık sadece yüzde 21 oksijen ile çalışıyorsunuz. TED الفرق الوحيد في ذلك الآن انك تعمل بنسبة 21 في المئة من الأوكسجين.
    Stüdyo sistemine ulaşana kadar filmlerin sadece yüzde 5'ini yönetiyoruz. TED وعندما نصل إلى نظام الاستديو، يصبح إخراجنا للأفلام خمسة بالمئة فقط.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more