Ona kasvet ihtişamı... yalnızlık vasfı... şeytan saflığı... ve acı cennetini talkin et. | Open Subtitles | أغرس فى داخله عظمة الحزن السوداوى ألوهية الوحده و الوحشه نقاء الشر |
Çölün saflığı bende her zaman ilgi uyandırmıştır. - Kavurucu rüzgar ve alabildiğine boşluk. | Open Subtitles | لطالما تخيلت نقاء الصحراء، ورياحها الساخنة والمساحات الشاسعة. |
Dinin saflığı ile ilgili anlattıklarım aynı zamanda milliyetçilik ve ırkçılık için de geçerli. | TED | وهذه النقاط التي تدور حول النقاء الديني تنطبق أيضاً على القومية والعنصرية. |
Burada o saflığı bulamıyorum. Tekerleklerim patinaj çekiyor. Sabit fikirliyim. | Open Subtitles | لا أجد هذه النقاوة هنا، عجلاتي تدور الآن يا رجل |
Zambaklar, saflığı temsil eder karanfiller, bedensel arzuyu. | Open Subtitles | الزنابق تمثل الطهارة و القرنفل يمثل الرغبة الجسدية |
Yeryüzünde barış yada varolmanın saflığı gibi. | Open Subtitles | مجموعة من "السلام على الأرض" أو "نقاوة الجوهر" واحدة من هذة |
Bunda bir şey var. Onun gençliği, onun vücudu onun saflığı onun kahrolası şehveti. | Open Subtitles | هنالك سبب لذلك لكي يثبت شبابه و سذاجته و لهفته |
Bilirsin, Bir kadınla sahi olabileeğin bir tür hayvan saflığı var. | Open Subtitles | هناك نوع نقاء الحيوان وجدت أن تقبيل الموت امرأة. |
Yıkıcı, hilekâr murdar ve kötücül olan, senin sevginin saflığı ve ışığıyla sindirilsin ve temizlenip gitsin. | Open Subtitles | المدمر، المخادع النجس، الغير مقدس، فليطهر ويرحل عنها من نقاء ونور حبك |
Kumlar bittiğinde saatin içindeki güç tüm saflığı ile ortaya çıkacak. | Open Subtitles | عندما تنفذ الرمال القوة التى بداخلها ستتدفق بأعظم نقاء |
Yıkıcı, hilekâr murdar ve kötücül olan, senin sevginin saflığı ve ışığıyla sindirilsin ve temizlenip gitsin. | Open Subtitles | المدمر، المخادع النجس، الغير مقدس، فليطهر ويرحل عنها من نقاء ونور حبك |
Beyazın saflığı... yanaklarının allığını azaltır. | Open Subtitles | ... نقاء البيضاء سوف يبرد الخجل من وجنتيك |
Um, çünkü bu hikayeler anlatmak için bir bahane, mesela, erkek arkadaşlığın ve bağlılığın saflığı. | Open Subtitles | لأنها الذريعة لاختلاق قصص عن النقاء والصداقة الذكورية والتفاني في التضحية |
Bu saflığı sürdürmeye yardım edebiliyorum. | Open Subtitles | أنا يُمكن أن أُساعدك للحفاظ على هذا النقاء. |
Günahları o saflığı ortadan kaldırmıyor, sadece üzerini kapatıyor. | Open Subtitles | ذنوبه لا تمحو هذا النقاء ولكن تحجبها فقط |
Bahsettiğim şey saflığı tabii ki. | Open Subtitles | انا أتحدّث بالطبع عن النقاوة. |
Bahsettiğim şey saflığı tabii ki. | Open Subtitles | انا أتحدّث بالطبع عن النقاوة. |
Heisenberg günlerine nazaran saflığı düşmüş olsa bile bunu göz ardı edebilirler, ama mavi değilse yapmazlar. | Open Subtitles | إن كانت النقاوة قد نقصت قليلاً بالنسبة لأيام (هايزنبيرغ) قد يُمررون الأمر، ولكن لن يمرروه إن لم يكن أزرقاً |
Beyaz ırkın saflığı örgütünün kart sahibi bir üyesiymiş. | Open Subtitles | إنه عضو, حامل لبطاقة منظمة الطهارة البيضاء العنصرية |
Bandın beyaz rengi, size masumiyeti ve saflığı hatırlatması içindi. | Open Subtitles | لونه الأبيض كان لتذكيركما بالبراءة و الطهارة |
Kanın saflığı ona hayat veriyor. | Open Subtitles | نقاوة الدمّ الذي يعطيه ألشباب |
Cennetin saflığı ve temizliğinde... | Open Subtitles | في نقاوة ووضوح السماء |
Bunun tatlı saflığı. | Open Subtitles | . سذاجته اللطيفة |